Gazetelerde bir ilan: "İslami kurallara uygun, kamera ve imam eşliğinde kesilen kurbanları, kaydettiğimiz CD'lerle birlikte teslim ediyoruz..." Oldu olacak, tam kesim esnasında kurban sahibine Skype ile canlı bağlantı kursaydınız... Sakar kasaplar, kaçan boğalar için başlatılan sürek avı, akıtılan kandan kırmızıya bulanan deniz, vahşice yapılan kesim görüntüleri vs... Akşam ana haber bültenlerinde izleyeceğiniz haber başlıkları şimdiden belli...

ASABIM BOZULUYOR
Bir de vazgeçilmez Kurban Bayramı polemiklerimiz var... Bütün bir yıl et yiyip sonra da Kurban Bayramı'nı barbarlık ilan etmiyorlar mı, asabım bozuluyor. Tabii ki, kurban kesimini çocuklardan uzakta, adabıyla yapmayanları, hayvanlara eziyet edenleri kınayacağız, mümkünse cezalandıracağız. Ancak bazıları bu tepkiyi o kadar çok abartıyor ki, din düşmanlığının kıyısında dolaşmaya başlıyorlar.

HAYATIN ÇELİŞKİSİ İŞTE!
Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa sürede milyonlarca hayvanın kesimini sağlıklı bir şekilde organize etmek pek mümkün değil. Elbette bazı saçmalıklar olacak. Bu tepkinin temel çelişkisi ne biliyor musunuz? Yediğimiz hamburgerin, köftenin o güzelim hayvanların öldürülerek elde edildiğini canlı kanlı görmemiz. Ama bu da atalarımızın avcılığa geçişiyle başlayan hayatın çelişkisi işte... Yapacak bir şey var mı? Özetle, bırakın şu aşağılayıcı tavırları. Elin Budist'ine gösterdiğiniz saygının 10'da birini gösterin yahu! Hem fakir fukara sofrasında et görecek...