Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Çılgın bayram projesi

"Nerede o eski bayramlar" geyiğine girmeyeceğim... Girersem... Rahmetli babamın elini tutup uykulu gözlerle Kılıçalipaşa Camii'nin yolunu tutuşum, cami dönüşü bayram gazetesi ve şeker alışım, gece ot verdiğim koyunun sabah kesilmesine üzülmem, elini öptüklerimin para yerine şeker vermesine kızmam, topladığım bayram harçlığını lunaparkta çarpışan arabalara yatırmam, mantar tabancam vs. aklıma gelir; hüzünlenir, sizin de neşenizi kaçırmış olurum. Çaktırmayın, mevzuya nostaljik bir giriş yaptım aslında...

MUTLU GÜNLERE DÖNERİZ
En iyisi hemen çılgın bayram projemden bahsedeyim. Efendim bayram tatillerinde turistik tesisler kapatılmalı! Hatta mümkünse yurt dışına çıkışlar yasaklanmalı! Memlekete gideceklere ise, şayet annesi ve babasının elini öpecekse izin verilmeli... Boş verin iç turizm gelirini, bayram ekonomisini... Benim bu projemin yarattığı pozitif enerji ve yaşam sevinci uzun vaadede daha etkili. Neydi bayramın en büyük güzelliği? Anne babayla, eş dostla hasret gidermek... Günlük hayatın çılgın çalışma temposu içinde unuttuğumuz yakınlarımızı görme fırsatı bulmak... Eğer bu çılgın proje her bayramda gerçekleştirilirse, inanın bana memleketime bahar, mutluluk gelir... 'Perihan Abla' dizisi tadında, hayatın amatörce yaşandığı huzurlu, mutlu günlere döneriz. Bu çılgın projenin daha ileri aşaması ise internet ve cep telefonlarının yasaklanması olabilir. Dedelerin, ninelerin, babaların, annelerin, amcaların, dayıların, teyzelerin, çocukların tıpkı o eski günlerdeki gibi bir araya geldikleri aile sofraları, Twitter'da mesaj geçmekten daha keyifli olacaktır, inanın bana.

GEÇ DEĞİL...
En azından gelecekte, Japonlar gibi sanal bir pop star'ın konserine gitme manyaklığını gerçekleştirmemeyi garantileriz. Belki de Başbakanımızın Twitter'a girmemesinin gizli mesajı da bu olabilir: Daha az sanal ülke, daha çok mutluluk. Kabul edelim arkadaşlar; modern, Avrupai yaşama ayak uyduralım diye tıpkı onlar gibi bireysel ve asosyal yaşamın zirveye ulaştığı günleri yaşıyoruz. Ülkece Facebook ve chat ortamında ilk 10'da yer alıyoruz galiba. Bu değişimden kaçmak tabii ki imkansızdı ama bazı değişiklikler yapmak için geç değil. Adı üstünde 'çılgın proje'! Gerçekleşmesi zor. Geriye tek bir seçenek kalıyor o da; kendi çılgın projenizi hayata geçirmek. Otelde, yurt dışında vs. geçirmeyin bayramınızı. Büyüklerin elini öpün, küçüklere harçlık verin, eşi dostu ziyaret edin. Hatta kendinize daha büyük bir güzellik yapıp, bir huzur evinde hiç tanımadığınız yaşlıların ellerini öpüp hatırlarını sorun. Ya da kimsesiz çocuklara şeker, oyuncak götürün. Son paragrafı Can Dündar'ın ağlak ses tonunda okuyun, belki bir etkisi olur! Bayramınızı kutlu olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA