Süper Lig'in bitmesine kaldı iki hafta... "Şu maç muhteşemdi, harika futbol oynandı" dediğiniz kaç maç var?
Vallahi ben izlerken mest olduğum bir maç hatırlamıyorum. Hep Süper Lig'in marka değerinden, dev bütçesinin Avrupa'daki birçok ülkeye fark attığından bahsediyoruz ama ortada futbol yok!
Bu futbol fakirliği yeni değil; üç-dört sezondur var. Ağustos sıcağında maç oynama eziyetine, özellikle üç büyüklerin lige hazır girmemesi de eklenince; Süper Lig'in ilk beş haftası hazırlık maçları tadında geçiyor.
Transferin geç bitmesi, yeni gelen yabancıların uyum süreci falan derken; bizimkiler Avrupa Kupaları'ndan elendikten sonra akıllanıyor. Tam lige asılmaya başladıklarında ise ilk yarı bitiyor.
Haydi, bu sefer de sil baştan transfer yapıyorlar. Öte yandan lig arasının bir aydan fazla olması; hem taraftarları, hem de takımları futboldan soğutuyor.

KISIR MÜCADELE
İkinci yarının ilk beş haftası da, ara transferlerin adaptasyonuyla geçiyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki; ligde büyük kopmalar başlamış. Ligde yedinciyle ile 14'üncü arasındaki takımlar; formalite maçlarına çıkmaya başlıyorlar, sadece şampiyonluğa oynayan takımlara çelme takacakları maçları bekliyorlar.
Eğer düşecek takımlar da erkenden belli olursa; lig, hepten çekilmez oluyor. Ve şampiyonluk yarışındaki ilk iki takıma odaklanmaktan başka bir alternatifiniz kalmıyor. Onlar da şampiyonluk stresiyle, tüm maçlara 'Önemli olan üç puan' duygusuyla sahaya çıkıyorlar.
İspanya ve İngiltere ligleri, neden Türkiye'de bu kadar çok ilgi görüyor sanıyorsunuz. Ortada izleyecek futbol yok da ondan...
Bence ligleri küçük ülkeleri saymazsak; Avrupa'da en keyifsiz futbol, Türkiye'de oynanıyor.