Geçtiğimiz hafta Scarlett Johansson'ın İskoçya'da belediye otobüsünden inerken çekilen fotoğrafları herhalde en çok bizde yankı uyandırdı.
Hemen hemen bütün gazete ve internet sitelerinde Johansson'ın otobüse binmesi şaşırtıcı ve garip haber olarak yansıtıldı.
Tabii ki birçok insan aynı fikirde; her yıl milyon dolarlar kazanan bir yıldız oyuncunun otobüste işi ne?
Halbuki Johansson normal olanı yapıyor, gerekmedikçe özel araç kullanmıyor.

KÜÇÜK GÖREN ZİHNİYET
Bizde ise yollar, köprüler arabalarla tıkalı.
Bu bencillik, toplu taşıma araçlarını kullananlara da zarar veriyor; hep beraber trafikte geçiriyoruz ömrümüzü.
İstanbul'da daha yeni, toplu taşıma haftası kutlandı, değil mi?
Peki, ne yapıldı? Bazı panolara 'Toplu taşıma araçlarını kullanalım' diye afişler asıldı, bir-iki tane sadece konuşanın kendisini dinlediği konferanslar düzenlendi falan filan...
Scarlett Johansson örneğinden yola çıkarak İstanbul'da birkaç ünlü sanatçıya metro ya da otobüs kullandırılsaydı ve basın davet edilseydi çok şey değişirdi.
Aslında ilk olarak otobüse binen insanları aşağılayan, küçük gören zihniyetten kurtulmalıyız.
Ama olur mu hiç? "Zavallı otobüse biniyor" denmeli! Aslında kimin zavallı olduğu, şehir taşımacılığına ve çevreye daha çok zarar verdiği tartışılır!
Tabii meseleye "Scarlett Johansson, İstanbul'da metrobüse biner miydi?", "İş çıkışı binse sağ çıkar mıydı?" sorularıyla yaklaşmak da mümkün!
Önce insanca kullanabileceğimiz toplu taşıma araçları olmalı.
Bir de 'Tüneller özel araçlar için değil, insanlara metro olsun diye kazılmalı' mevzusuna girersem herhalde bu yazı da İstanbul trafiğine döner!