Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Deli danalar gibi dans eden Huzur Sokağı sakini

Geçtiğimiz hafta Sabah'ta yayınlanmaya başlanan, Sinan Özedincik imzalı 'Huzur Sokağı'nın yeni sakinleri' başlıklı araştırma dosyası da 'Huzur Sokağı' dizisinin alt metinlerini anlamamız açısından önemli bir rehber.
Büyük emek harcanarak hazırlanan bu araştırma dosyasında Özedincik, 'Huzur Sokağı'nın yeni sakinlerinin; 90'lı yıllarda magazin sayfalarını süsleyen ünlülerin bir anda nasıl şan ve şöhreti geride bırakıp hidayete erdiklerinin öyküsünü sunuyor.
Yani 'Huzur Sokağı'nın başlattığı, 'hidayet romanları' türünün 90'lar ve günümüze kadar etkilerinin izi sürülüyor. 1970'te yazılan bir romanla, 90'lar ve bugün yayınlanan dizi arasında köprü kuruluyor.

ALPTEKİN'İN EV DİSKOSU
Bu araştırma dosyasında Serap Akıncıoğlu'nun 'Türkiye Yüz Güzeli Yarışması'nın ardından çeşitli film ve dizilerle şöhreti yakaladıktan sonra 1994'te dine yönelişinin öyküsü ve şöhreti özlemek şöyle dursun, o dünyadan koşarak kaçtığını söylemesi çarpıcıydı. Aynı şekilde 90'lı yılların ünlü oyuncusu Özlem Nebioğlu Yeprem'in hayat tarzını değiştirirken yine aynı mesleğine devam etmesi farklı bir örnekti.
Beni asıl şaşırtan ise Yaşar Alptekin'in Özedincik'e anlattıklarıydı: "Beyoğlu'nda Andon diye bir yer vardı, kuzenlerim oraya davet ettiler bir gece. Bir adam yanıma geldi. 'Her yerde namazdan bahsediyorsun. Senin gibi bir adamın burada ne işi var?' dedi. İnsanlar kola içsen de, öyle düşünmüyor. Oradaki insanlara kötü örnek oluyorsun. Benim o duygum var. Bu yüzden evimin alt katını disko yaptım. Aynalarım var, kendi başıma deli danalar gibi dans ediyorum."

MÜSLÜMAN KAPİTALİSTLER
Alptekin'in yaşadığı da bir mahalle baskısı aslında, hem de huzuru İslam'da bulup hidayete erdikten sonra!
Sadece Alptekin örneği bile 'Huzur Sokağı' dizisi için bu ülkede konu malzemesinin çok fazla olduğunu gösteriyor. Bu dizi yoluna devam ederse, muhafazakar kesimdeki mahalle baskısını da ekrana taşımalı.
Bu dizide bazılarının nasıl Müslüman kapitalistlere dönüştüğü de anlatılmalı. Geçmişte anti-kapitalist olanların şimdi nasıl büyük bir lüks içinde yaşadıklarına da odaklanmalı!
Belki de dizinin senaryo yazarları bu tür çelişkileri de ekrana getireceklerdir, şu an bilemiyoruz.
Özetle 'Huzur Sokağı'nda türbandan fazlası var. Çok daha radikal tartışmalara yelken açacak potansiyele de sahip.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA