İşte önceki gece düzenlenen Sİ- YAD Ödülleri töreninden notlar:
'Yeraltı' gecenin en çok ödül alan filmiydi. 'En İyi Yönetmen' dahil beş ödül aldı ama Zeki Demirkubuz törene katılmadı. Mesele acaba 'En İyi Film' ödülünü 'Tepenin Ardı'nın alması mıydı? Bizde sonuçlarına göre törene gelmek adet oldu. Oysa Oscar'da, Cannes'da, Berlin'de ödül alanları; rakipleri ayakta alkışlıyor.
Uzunca bir süredir unuttuğumuz Necla Nazır'ı SİYAD hatırlayıp 'Onur Ödülü' verdi ama o da mazeret göstermeden törene katılmadı. Beni asıl şaşırtan ise 'Sessiz'le 'En İyi Kısa Film' ödülünü alan Rezan Yeşilbaş'ın da gelmemesiydi. Şehir dışında çekimleri varmış!
Fatma Girik her zamanki gibi yine çok şıktı. 'Onur Ödülü'nü takdim ettiği yönetmen Feyzi Tuna ile karşılıklı atışmaları törenin en esprili anlarıydı. Girik, "Ben bu adama bayılıyorum" deyip seyircilerin arasından çağırdığı Uğur Yücel'i öpmeyi de unutmadı.

ELEŞTİRMEN YIKMAZ
SİYAD Ödülleri, törende sahneye çıkanların siyasi açıklamalarıyla anlam kazandı. Bu da SİYAD Ödülleri'nin ağırlığını gösteriyor. SİYAD Başkanı Tunca Arslan'ın anlamlı konuşması da bu gerçeğin altını çizdi. Arslan, Emek Sineması için destek istedi, "Yıkıcı olan eleştirmenler değil, biz yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.
Tuncan Okan adıyla verilen Emek Ödülü'nün bu yılki sahibi ise Sevin Okyay'dı. Atilla Dorsay, Okyay için müthiş bir konuşma yaptı. Dorsay törende yaşanan küçük aksaklıkta hemen devreye girdi. O kadar rahat, o kadar güzel konuşuyor ki; TV'de sohbet programı yapsa ne güzel olur. Sinemadan müziğe, popüler kültürden mimariye kadar birçok alanda Dorsay'daki kültür birikimi kaç kişide var acaba?
SİYAD Ödülleri Töreni yine sadece verdiği ödüllerle konuşulacak. En güzeli de bu zaten; bu ödüllere çok az itiraz geliyor. Çünkü hak eden kazanıyor.