Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSKENDER GÜNEN

Trabzonspor nereden nereye!

1979-1990 yılları arasında formasını giymekten büyük onur duyduğum Trabzonspor'un geçmişi ve bugününü irdelemeye çalışacağız. Önce 1975-85 arasını, sonra 1985'ten günümüze kadar gelen kısmı.
İlk bölümde 10 yılda kazanılan 6 lig şampiyonluğu ve sayısız kupalar var. Bir devrimi gerçekleştirerek, herkesin gıpta ile baktığı ve benzemeye çalıştığı bir takım. "Ben" duygusu yok, "Biz" var. Kendi gücünün bilincinde, kazanma azmi yüksek, sorumluluk bilinciyle donatılmış ve hiyerarşik bir yapıya sahip oyuncu kadrosu. Kendisini var eden en büyük güç ise büyük maçlar. Bu dönemde büyük maçlarda aldıkları sonuçlarla 4. büyük değil, "En büyük" olduğunu gösterdiler.
Kentle birlikte yaşayan, bütünleşen ve bunun sonucunda büyük başarıları birlikte kucaklayan bir takım. 1985 yılına gelindiğinde ise her şey tersine dönüyor. 1985 yılını milat olarak alıyorum. Neden? Çünkü bu yıl Trabzonspor yönetimsel bazda çok önemli bir hata yaptı. Ligin son 8 haftasına girilirken Trabzonspor şampiyonluk yarışında en şanslı takımlarından biri ve kupada finalde G.Saray ile karşılaşacak. G.Saray maçının ilk ayağı İSTANBUL'DA. Ordu ile 1-1 biten maçtan sonra ani bir kararla teknik adam Özkan Sümer'in görevine son verilerek, Çarşamba günü İstanbul'da oynanması gereken kupa finalinin ilk ayağı Trabzon'a alındı!
Sonuç mu? Ligde kaybedilen şampiyonluk ve kupa. Hepsinden önemlisi Derwall'in geldiği bu sene G.Saray ligi 9. sırada bitirdi. Kupayı G.Saray kazanmasa Derwall büyük bir olasılıkla gönderilecekti. Bundan sonra ise her geçen gün diğerini aratmaya başladı. Çünkü, Trabzonspor artık büyük düşünmeye başlamıştı! Yani İstanbul takımları gibi düşündü, onlara benzemeye çalıştı. Kendisini var eden değerleri bir kenara bıraktı. Önce yabancı teknik adamlara kucak açtı, sonra yabancı oyuncular geldi. Jean Marie Paff, Trabzon'a geldiğinde ise havalimanında 5 km'lik bir konvoy ve "Jean Marie Pfaff bizi kurtar" pankartı her şeyi çok iyi bir biçimde ifade ediyordu. İşin gerçeği Trabzonspor kendisine YABANCILAŞMIŞTI. Gelelim 1996 yılına. 1993'te temelleri atılan bu takım 96 yılına gelindiğinde çok büyük bir şans yakalamasına rağmen F.Bahçe'ye şampiyonluğu kaybetti. Kaybetmesindeki en önemli neden çok yetenekli oyunculardan kurulmasına rağmen bu takımın, takımın ruhunun olmayışı ve de BÜYÜK MAÇLARDA GEREKLİ SONUÇLARI ALAMAMASIYDI. Şampiyonluğun kaybedildiği yıl F.Bahçe'ye İstanbul'da 3-1, kendi sahalarında da 2-1 yenilmeleri bu sonucu hazırladı.

GÜNÜ KURTARALIM
Sonrasında mı? Her gelen yönetim günü kurtarma yoluna gitti. Hiçbir zaman neden ve nasıl şampiyon olduğunun tahlilini sağlıklı bir biçimde yapamadı. İstanbul takımlarından sorunlu ayrılan yıldızlara 'kurtarıcı' diye baktı. Hala aynı yanlış devam ediyor. Artık bu komediye son vermenin zamanı geldi. Çünkü kurmaya çalıştığınız binanın temelleri çürük.
Tarihinizi bilmeyen kimselerin sizin için yazdığı reçetelere itibar ettiğiniz taktirde, içine girmiş olduğunuz bu kısır döngüden kurtulma olanağınız yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA