28 Şubat kararlarının en önemlilerinden biri de, 8 yıllık kesintisiz eğitimdi. Hatta Mesut Yılmaz, "Siyasi hayatıma mal olacağını bilsem bile, bu kararı yerine getireceğim" diye konuşmuştu. Aslında, böyle bir düzenlemenin amacı, daha iyi bir eğitim vermek değil, İmam Hatiplerin orta kısmını kapatmaktı. Tabii, beraberinde, hem meslek okulları, hem de yabancı dil eğitimi veren özel okullar -orta kısımları kapatıldığından- zarar gördü. Kur'an kursuna gitmek için ilköğretimi bitirme mecburiyeti vardı. Evvelce, 5 yılı tamamlayan çocuklar, Kur'an kursuna devam edebilirken, 8 yıl zorunlu eğitim sebebiyle, Kur'an kursuna gitme yaşı da yükseltilmiş oldu.
3-4 gün önce bir kararname yayınlandı ve 633 sayılı kanunun ek 3'üncü maddesinde yer alan "ilköğretimi bitirme şartı" kalktı. Artık isteyen anne baba, çocuğunu her yaşta Kur'an kursuna gönderebilecek. Aslında laikliğin gereği yerine getiriliyor. Çünkü laiklik, aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğünün teminatıdır. Her anne baba, kaç yaşında olursa olsun, çocuğuna din eğitimi vermekte serbest bırakılmalıdır. Demokrasilerde, çocuklar devlete değil, ebeveyne emanet edilmiştir.