Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Tesadüfün böylesi

Takvim'de Emin Pazarcı, çok önemli bir belge yayınladı. Amerikan derin devletinin kontrolünde olduğu iddia edilen Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Amerikan- İsveç merkezli Silkroad Enstitüsü tarafından hazırlanmış 75 sayfalık raporda, Deniz Baykal'ın CHP'den istifa etmeye ikna edileceği, Baykal'ın "yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken" Kemal Kılıçdaroğlu'yla yer değiştireceği ve CHP'nin bu şekilde Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olacağı yazıyor. Yıl: 2008'in Ekim ayı... Kılıçdaroğlu henüz grup başkanvekili... Bu düşünce kuruluşunun tahmini, 2010'da gerçekleşiyor.
Emin Pazarcı, Onur Öymen'le de konuşmuş, ilave bilgiler almış. Öymen, iki Wikileaks belgesinden söz ediyor. Biri, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği tarafından Washington'a gönderilmiş. Bu yazıda, "Erdoğan'ın, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne karşı daha prezantabl bir muhalefet lideri oluşturmak, ordu ve adli baskıdan daha etkili bir silâh olacaktır... Baykal'ın yakınları haricinde herkes, değişime ihtiyaç duyulduğu fikrine katılıyor" denilmekte.
Diğer belgede, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Ankara Büyükelçiliği'ne gönderdiği resmi yazıda, "Baykal yerine Kılıçdaroğlu olur mu?" sorusuna cevap arıyor.
Bir başka olayı daha hatırlatayım: Önce Mehmet Baransu Taraf'ta, sonra da Baykal'ın yakın çalışma arkadaşlarından Yılmaz Ateş Star gazetesinde açıklamıştı. Baykal'ın istifa etmesinden hemen sonra (10 Mayıs 2010'da) Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal'ı evinde ziyaret ediyor ve uygun görülürse Genel Merkez ile birlikte çalışabileceğini söylüyor. Bu arada Baykal'a yeni MYK için Mustafa Özyürek, Onur Öymen ve Önder Sav isimlerini düşünüp düşünmediğini soruyor. O buluşmadan kısa bir süre önce, işadamı İnan Kıraç Baykal'la görüşmüş, Mustafa Özyürek, Önder Sav, Onur Öymen'in yönetimden uzaklaştırılmasını tavsiye etmişti. Tabii ki Baykal, bu tavsiyeye uymamış, daha sonra da Kılıçdaroğlu'nun sorusuna "Bu 3 isimle çalışmaya devam edeceğim" cevabını vermişti. Kılıçdaroğlu "O takdirde ben yokum" diyerek sebebini şöyle açıklamıştı: "Onlarla yeni CHP'yi kuramayız."
Bütün bu anlattıkların bir tesadüf olabilir. Düşünce kuruluşları, farklı senaryolar üretebilir. ABD yönetiminin, zahiren Erdoğan'a yakınlık gösterse dahi, el altından bir alternatif yaratmak istediği anlaşılıyor. Bu yüzden, onlar da Kılıçdaroğlu üzerinde durmuş olabilirler. Hatta Kılıçdaroğlu ile İnan Kıraç, birbirlerinden habersiz, aynı 3 ismi telâffuz da edebilirler.
Her şeye rağmen tesadüfün böylesine şaşmamak mümkün mü?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA