Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Gizli tanık Şemdin Sakık ve Ergenekon

Ergenekon davasında gizli tanığın Şemdin Sakık çıkması, iddia edildiği gibi davayı sakatladı mı? "Şemdin Sakık, gazetecileri PKK ile ilişkili gösteren yalanları söylediği için güvenilir değil" deniliyor.
Eğer, teferruatı bir kenara bırakıp, genel geçer bilgilerle yorum yaparsanız, bu sonuca varabilirsiniz ama gerçek çok farklı.
* Şemdin Sakık, kendiliğinden gazetecileri, Kürt işadamlarını, siyasetçileri, Fazilet Partisi'ni ya da İHD Başkanı Akın Birdal'ı suçlamadı. Askerler, böyle bir ifade vermesi için ona baskı yaptılar, sonra bu sözlü ifadeleri bir andıçta topladılar. Andıç, birtakım insanları hedef göstermek için, altında İstihbarat Başkanı Korgeneral Fevzi Türkeri'nin ve İç İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Bülent Dağsalı'nın imzası bulunan bir metindi. İstihbarat Başkanlığı'ndan Komuta Katı'na (Org. Çevik Bir'e) sunulmuştu. Konu şu şekilde açıklanıyordu: "TSK'nın başarılı bir operasyonuyla yakalanan üst düzey teröristlerden Şemdin Sakık'ın sorgulanması sonucu alınan ifadelerin, psikolojik harekât ve basın uygulamaları açısından değerlendirilmesi maksadıyla bir çalışma grubu teşkil edilmiş ve bu grup tarafından eylem planı hazırlanmıştır."
* Şemdin Sakık, Diyarbakır'daki yerel bir gazeteye, yakalandığı süreci anlatan bir mektup göndermişti. Bu mektupta, sorgusuna Yaşar Büyükanıt ile Nihat Çakır'ın da katıldığını ileri sürerek şu bilgileri vermişti: "Büyükanıt ile Çakır'ın içinde bulunduğu sorgu ekibi ifademde bazı aydınların isminin geçmesi için bana baskı uyguladı. Verdikleri isimlerin örgüte yardımcı olduklarını, kiminin para karşılığında örgüt propagandası yaptığını, kiminin örgütün parasal finansmanını sağladığını itiraf (!) etmemi istediler."
* Sakık aynı mektupta, 1993'te Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi ile Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve Albay Rıdvan Özden'e yönelik suikastların Doğu Çalışma Grubu tarafından işlendiğini de ileri sürmüştü. Sakık'ın bu mektubunun yerel gazetede yayınlanması üzerine, Faili Meçhul Cinayetlerle ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Sakık'ı dinlemişti. (Bu haber 1 Haziran 2012'de TRT Haber'de yayınlandı.)
* Ayrıca, "Deniz" kod adlı gizli tanığın eski bir PKK'lı olduğu biliniyordu. İsminin Şemdin Sakık olması ne değiştirir? Suikastla ilgili malumatı, sıradan biri değil, ancak olayla ilişkili kişiler verebilir.

***
"Gizli tanık Şemdin Sakık'mış. Ergenekon'un inandırıcılığı darbe yedi" yorumu, bu davanın üstünü örtmek isteyenlere yakışır. Sakık, Ergenekon'un tümünü ele almıyor; Öcalan- Perinçek- Yalçın Küçük ilişkisini ve Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesiyle ilgili bildiklerini anlatıyor. Doğu Perinçek'in Öcalan'a gül uzatırken fotoğrafını google'da bulabilirsiniz ya da Yalçın Küçük'ün Apo'yu öven sözlerini. Bunlar yeni şeyler değil. Aydın'ın kız kardeşi Birsen Aydın da, bu cinayette Ergenekon'u adres olarak göstermedi mi?
Hem faili meçhul cinayetler aydınlansın istiyoruz, hem de olaya şahit olanları "güvenilmez" diye karalıyoruz. O zaman, "33 eri de, Bahtiyar Aydın'ı da, Rıdvan Özden'i de PKK öldürdü" deyip, dosyayı kapatalım.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA