Ombudsmanlık kurulurken, ilk adımda tartışmalar çıktı. Keşke, denetçiler seçilirken, daha büyük özen gösterilseydi; keşke bir uzlaşma aransaydı. Öte yandan, Türkiye gibi derin kutuplaşmaların yaşandığı bir ülkede, birinin ak dediğine, diğeri kara derken, uzlaşmaya varmak da kolay değil.
Başdenetçi Nihat Ömeroğlu'nun Hrant Dink kararının altında imzası var. Dink daha sonra bir cinayete kurban gitmeseydi, bu karar böylesine tartışılmayacaktı. Ama şimdi insanlar, dava ile cinayet arasında irtibat kurdukları için, Ömeroğlu'nu suçluyor. Bu haksız karara aslında Ömeroğlu'nun katkısı çok az. Dink'i Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi mahkûm etti; Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı onadı; Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun itirazı üzerine, konu Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda ele alandı. Ömeroğlu bu Kurul'un 18 üyesinden biriydi. Mahkemelerin 301'den mahkûmiyet vermesi, o dönemde olağandı. Dink bir istisna değildi. Hrant Dink'in ölümünden sonra AK Parti 301'inci maddeden "Türklüğe hakaret" ibaresini çıkartmak isteyince Deniz Baykal'ın tepkisiyle karşılaşmıştı. Baykal aynen şöyle diyordu: "AKP, Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkarmaya ortak arıyor. Haydi başka kapıya. Türk ulusuna hakaret etmeyi cezalandırmak, düşünce özgürlüğüne neden engel olsun? Kendi ulusal kimliğine hakaret edince mi aydın olunuyor?"
Ömeroğlu, o günkü iklimden etkilenmiş olabilir. Ayrıca ona gösterilen tepkiler samimi mi, o noktada da şüpheliyim. Fatih Altaylı yazınca hatırladım. 9. Ceza Dairesi'nin Başkanı Hasan Gerçeker de, Dink mahkûmiyetini onamıştı. Sonra da Yargıtay üyelerinin oylarıyla Yargıtay Başkanı seçildi. O tarihte, bugün Ömeroğlu'na tepki gösteren çevrelerden çıt çıkmadı.
Yazdıklarım, ilk Ombudsman seçiminde AK Parti'nin daha büyük bir uzlaşma araması gerektiği gerçeğini göz ardı edemez. Kaldı ki sadece Ömeroğlu değil, diğer isimler de hep AK Parti'ye yakın. Mehmet Elkatmış, AK Parti'nin kurucu üyesi; Zekeriya Aslan, 23. dönem AK Parti milletvekili; Serpil Çakın, AK Parti Kadın Kolları MYK üyesi.
Evet ortada "Akbudsman" denilecek bir durum var. Buna rağmen, bekleyip uygulamaları görelim diyorum. Belki zaman içinde tarafsız kararlarla, büyük çoğunluğun sempatisini kazanabilirler.
