'Bu aralar, arasında kaldım zamanın/ Ağır ve çekilmez geldi yerçekimi.../ Ait olmama hakkımı kullanmak istiyorum/ Aslında herkes hiçbir yere ait değil/ Herkes her yere ait.../Köksüzlük her şeylik demek...
Manhattan'da iyi siparişler alarak çıktığı fuardan kendini metroya atan tasarımcı Bahar Korçan, birden yanındaki kardeşine "Tut şu elimdekileri, benim yazmam lazım. Önümüzdeki sezonun teması geldi bana..." der ve başlar "köksüzlük temasıyla" ilgili yukardaki şiirsel metni yazmaya. O gün 11 Eylül günüdür çünkü. Tasarımcı, herkesin kendi alanını korurken çok negatifleşmesini en çok Amerika'da hissetmiştir çünkü...
Korçan'ın henüz kimseyle paylaşmadığı ve şu sıralar büyük bir hızla yetiştirmeye çalıştığı 2004-2005 kış koleksiyonunun köksüzlük teması üzerine olduğunu söyleyip, şimdilik koleksiyon için tasarımcının üç gününü Gaziantep'te geçirdiğine değinmekle yetinelim. Bahar Korçan, 2003 Eylül'ünde ilk kez New York Moda Haftası'nda podyuma çıkmıştı. Bir grup gazeteci bizler de Korçan'ın koleksiyonunun dünya basının ve büyük alıcıların önünde görücüye çıktığı gün oradaydık. Heyecanlıydık. En çok da Bahar Korçan. Meslekte tam 20 yılını dolduran tasarımcı, 1992 yılında İTKİB'in düzenlediği genç tasarımcı yarışmasında birinci olarak çıkınca, kendi ismini markaya dönüştürüp uzun ve çetrefilli bir yolu da yürümeye başlamıştı.
Bugün Misafir Odası'na konuk olma sebebine gelince, tasarımcının büyük çabalarla bir yere getirmeye çalıştığı ve Amerika'dan binlerce adetlik sipariş almayı başardığı Bahar Korçan İstanbul markası, bir dönemin ünlü bankacısı Burhan Karaçam ve denim kumaş üreticisi Orta Anadolu Tekstil'in CEO'su Mehmet Ali Babaoğlu'na 'hadi yatırım yapalım' dedirtti.
Görüşmeleri aylardır süren ortaklık nihayet gerçekleşti ve Bahar Korçan, Mehmet Ali Babaoğlu ile Burhan Karaçam, isimlerinin baş harflerinden oluşan 2BM isimli şirketi kurdular. 700 milyar lira sermayeli şirkete herkes eşit ortak oldu. Amaç Bahar Korçan İstanbul markasını büyük bir hızla dünya markası yapmak. Diyeceğim o ki, bir bankacı, bir tekstilci bir de tasarımcı nihayet bir araya gelme başarısını gösterdi. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de zaten, Turquality projesiyle markaları destekleyeceğini ilan etti. Geriye, Bahar Korçan'ın Amerika serüvenini ve yapacağı ihracatı izlemek kalıyor...
* Biz İstanbul'da farkında değiliz ama meğer Portoriko'da Bahar Korçan markası pek bir tanınıyormuş. Bilmemek nasıl bir duygu?
Ne kadar şaşırdığımı anlatamam. New York'ta son katıldığımız fuarda, iki kadının koşar adım standımıza doğru geldiğini farkettim. İçimden bu ne telaş diye geçiriyordum ki, kadınlar 'nihayet yerinizi bulduk' dediler ve Portoriko'da koleksiyonumun çok tuttuğunu ve gazetelere ilanlar verdiklerini, çevre adalarda bile tanındığını söylediler. Onlar konuşurken, ben bir ara Portoriko haritada neredeydi diye düşünmeye başladım.
* Tasarımcının en büyük derdi üreticiyle bir araya gelememektir. Sanki siz şimdi şeytanın bacağını kırıyorsunuz. Nasıl oldu da bankacılık kökenli Burhan Karaçam ve Orta Anadolu'nun Genel Müdürü Mehmet Ali Babaoğlu'yla yollarınız kesişti?
İki özel insanla buluşmanın onurunu yaşıyorum. Aslında Burhan Karaçam'la 2000 yılında şöyle bir konuşmuştuk. Mehmet Ali Babaoğlu'yla daha uzun süredir tanışıyoruz ve yaptığım koleksiyonları, yurtdışından aldığım siparişleri bilir. Ne yapmalı konusunda hep yön göstermiştir. Derken böyle bir projeyi konuşmaya başladık. Çünkü ben bayılmak üzereydim. Burası küçük bir atölye. İş öyle büyümeye başlıyor ki, binlerce giyisilik siparişler alıyoruz. İşin finans kısmı beni feci yormaya başladı. Bahar Korçan İstanbul markasını bir dünya markası yapma projesine inanan Burhan Bey ve Mehmet Ali Bey'le ortaklık kurdum.
ORTAKLARIM BANA İNANIYOR
* 2BM şirketiniz kurulduğuna göre, siz rahat rahat tasarım yaparken, işinin uzman isimleri de diğer işleri üstünüzden almış mı olacak?
Organizasyonla ilgilenmekten, tasarım yapamıyor hale gelmek insanı patlatıyor bazen. Süper oldu o yüzden. Burhan Bey çok özel bir insan. Hayata bakışından çok etkileniyorum. İki ayağınızın yerde durmanızı sağlıyor. Ben genelde hep yukarılarda olduğum için, bir cümle ediyor ben 'evet' diyorum. Üçümüzün ortak özelliği üstün vizyon görüşüne sahip olmamız bence. İstanbul çıkışlı bir dünya markası olurken, şimdi yeni kurulan şirketle kurumsal bir kimliğe de bürünüyoruz. Bahar Korçan'a inanan ortaklarım var artık.
* Daha henüz bu şirket kurulmamışken, ihracat yapıyordunuz değil mi?
Tabii ki. 2003 yılında 10 bin parça malı ABD'ye ihraç ettim. Yaklaşık 300 bin dolarlık bir ihracattı bu. Tabii Avrupa'ya da 3 bin parça mal satıldı. Siparişler her yıl katlandı. Yazın siparişleri hala devam ettiği için size son rakamı söyleyemiyorum. Şu kadarını söyleyebilirim. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in düzenlediği Turquality gecesinde yemek sırasında telefonum çaldı. Amerika'dan arıyorlardı ve ben sipariş yazmaya başladım. İzzet Benardete'nin sahibi olduğu Edpa US bizim Amerika distribütörümüz oldu. İşler öyle hızlı ilerliyor ki...
* Sizce Türkiye'de sonunda markalaşma demekle ne söylenmek istendiği anlaşılıyor mu?
Herkes markadan söz ediyor. Gerçek anlamda markanın ne olduğunu bilen yok. İTKİB Süleyman Orakçıoğlu döneminde önemli bir hareket yaptı ve tasarımcıları konsey oluşturarak üreticilerle bir araya getirdi. Bu ilk kez oluyor. Şimdi biz üreticilere, onların tasarımcılarına seminer veriyoruz. Hatta trend kitabımız olsun istedik ve çalıştık, ilkini çıkardık. Şimdi paylaşıyoruz. Böylece tasarımcılar, seçtikleri renkler, desenler konusunda rahatladılar. Sektör de özellikle yurtdışı fuarlarda kendini daha bir bütün olarak ifade etme şansını elde etti. Aslında yeni yeni güzel şeyler oluyor. Mesela Ümit Ünal, Abbate ile, Hakan Yıldırım İpek Yol ile çalışmaya başladı. Ortaya çok güzel sonuçlar da çıkıyor.
İLHAM GAZİANTEP'TEN GELDİ
* Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen açıkladı. Yurtdışında mağaza açacaklara 4.6 milyon dolar verilecek. Siz de başvurdunuz mu?
Hazırlığımızı yeni yaptık. Başvuruyoruz. Bu konuda önemli olan, yapılan yatırımın geri dönüp dönmediğini iyi kontrol etmek. Çünkü neticede 4.6 milyon dolar alınıyor 4 yıl için. O zaman sormak lazım, peki sen ne kadar ihracat yapıyorsun? En azından ben kendime bunu soruyorum.
* İki ortağınız var artık, üzerinizden yük kalkmıştır. Başka neler hayal ediyorsunuz?
Hayallerimi gerçekleştirmeye zaman kalsın istiyorum. Örneğin Bahar Korçan markası için çizgi film projem var. İki öyküm var yazdığım. Şimdi yine yazıyorum. Yazmakla ilgili hayallerim var. Ama çay da yetiştirebilirim. Orkide de satabilirim.
* Bahar Korçan İstanbul markasının iddiası ne?
Yeni yüzyılın markası olduğuna inanıyorum. Ciddi bir felsefesi var.
