Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Erol Sabancı: Reel sektör hastalanırsa o hastalık bize de bulaşır!

Gündem Balyoz Darbe Planı ile altüst olurken, ben size ekonomi penceresinden bakarken tanık olduklarımı, bizzat gördüklerimi anlatmaya devam edeyim. Neticede hayat durmuyor, ekonomi ise hiç durmuyor. Geçen cuma Londra Heathrow Havalimanı'nda Türk Hava Yolları uçağının yolcu almasını beklerken yanımdaki koltuğa ünlü bir bankacı oturuverdi.
Bu kişi Türkiye'nin en büyük bankalarından biri olan Akbank'ın Yönetim Kurulu Şeref Başkanı ve Yönetim Kurulu Danışmanı Erol Sabancı'dan başkası değil.
Bir gece önce Londra'da Akbank özel bankacılık biriminin en iyi 'özel banka' ödülünü Euromoney'den almıştı ama baktım Erol Sabancı'yı bu ödüller pek de heyecanlandırmıyor. Gündeminde başka konular vardı. Hazır yakalamışken Sabancı'ya Türk bankalarının 2010 yılında'da 2009'daki kadar güzel kârlar elde edip etmeyeceğini, iyi bir yıl geçirip geçirmeyeceğini sordum.
Erol Sabancı sakin bir tonda konuşuyor ve kendinden çok emin. Rakamlara hâkim. Cevabı hazırdı: '
2009'a yakın bir iyilikte geçecek. Ocak ve şubat k
ârlarını şimdi biz açıklamıyoruz ama ben görüyorum ve gayet iyi gidiyor. Buradan hareketle iyi bir yıl olacağını söylüyorum."
Ama tabii onun da takıldığı bir nokta var. O da reel sektörün durumu. O nedenle kredi verdikleri reel sektörün de durumunun iyi olmasını istiyordu ki nitekim daha iyi olacağını düşündüğünü de söyledi bana. Sonra da 'Reel sektörün durumunun iyi olması lazım. Çünkü reel sektör hastalanırsa o hastalık bize de bulaşır. Kredi veriyoruz en nihayetinde' diye eklemeyi ihmal etmedi.
Erol Sabancı'nın beklentisi şirketlerin bu yıl 2009'un en az yüzde 15 üzerinde bir büyüme göstermesi şeklinde.

Özyeğin için yorumu
Yerde ararken bir nevi gökte bulduğum Erol Sabancı'ya çok merak ettiğim bir soruyu daha sordum. O da tahmin edebileceğiniz gibi, medyanın 'Efsane geri döndü' diyerek büyük bir önemle duyurduğu Hüsnü Özyeğin'in Millennium Bank'ı satın alarak bankacılığa geri dönmesini nasıl yorumladığıydı.
Bunu tabii Türkiye'nin en büyük bankalarından birini bugünlere getiren isme soruyorum. Akbank'ın büyüklüğü ortada. Oradan bakıldığında 62 milyon euro vererek sahip olduğu Millennium Bank ile Hüsnü Özyeğin'in büyük bankalara rakip olması mümkün değil.
Erol Sabancı da işte bunun bilincinde. 'Bankacılık artık o kadar kolay değil. Büyümek hiç kolay değil' diyor. Bu cümleleriyle Erol Sabancı, Özyeğin'in niye bir banka satın aldığını merak ettiğini ortaya koyuyor.
Ama tabii dün Referans gazetesinde Barış Erkaya'nın kulis haberini okuyunca Özyeğin'in bir sürü planı olduğunu da düşünmeye başladım. Neticede bir sürü dedikodu dolaşıyor ve örneğin TEB-Fortis birleşmesi halinde Fortis'in kapanması gündeme gelebilecek olan şubeleri için de Özyeğin'in adı telaffuz ediliyormuş.
Yani Hüsnü Özyeğin'in bankacılık sektöründe küçük kalmaya niyeti yok gibi görünüyor. Ama tabii kuralların yeniden yazıldığı kriz sonrası Türkiyesi'nde ve dünyada bankacılık da büyümek eskisi kadar kolay olmayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA