İstanbul 2010 Ajans Başkanı Şekip Avdagiç sitem etmişti bana. 'Güzel şeyler yaptığımızda kimse ilgilenmiyor, tek satır yazılmıyor' diye. Sonra da Sultanahmet'i bütün çirkinliklerden temizledikleri, etrafta hiç tabela, afiş kalmadığını, bir çeki düzen getirdiklerini anlatmıştı. Epey oldu Sultanahmet'i görmedim. Dolayısıyla değişikliklerin farkında değilim. Topkapı Sarayı'na hem yemek hem de konser için çok gittim ama hep sahil yolundan gittiğim için pek bir şey göremeden de ayrıldım. İlk fırsatta Sultanahmet'e gideceğim. Ben bugün Avdagiç'i 'Ramazanda Caz' projesi için kutlamak istedim. Dünyaca ünlü Müslüman caz sanatçılar Ahmad Jamal, Anouar Brahem, Abdullah İbrahim, Dhafer Youssef'i bu proje sayesinde İstanbul'da dinlemek mümkün oldu.
Ben de önceki akşam albümlerini büyük keyifle dinlediğim Abdullah İbrahim'i canlı seyretmenin keyfini yaşadım. Sarayın yüzlerce yıllık çınar ağaçlarının altında, bir yandan dolunayı seyredip, bir yandan büyülü cazın ritmine kapılmak gerçekten ayrıcalık diye düşündüm.
Halkın ilgisinin yoğunluğu da beni sevindirdi. Sonuç olarak, 2010 Ajansı'nı yaptığı güzel işler için de hatırlamak gerektiğini düşünenlerdenim.