Dün sabah oturduğum semtte patlayan bombanın paniği ile başladım güne. Öğleden sonra ise Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'la buluşmak üzere gittiğim Gaziantep'te gezdiğim Zeugma Müzesi ile bu kez bambaşka bir duyguya geçiş yaptım.
Gördüğüm dünyanın en görkemli mozaik müzesiydi. Hiçbir abartma yok. Öyle ki bir ara bizimle birlikte müzeyi dolaşan ve yeri geldiğinde eleştiride asla taviz vermeyen bir isim olarak tanıdığım Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, 'Bakan Günay'ın burada heykelini dikmeliler' diyerek duyduğu müthiş memnuniyetini dile getirdi.
Gaziantep, Zeugma Müzesi ile bambaşka bir şehre şimdiden bürünmüş. Yakında bu kente akın akın turistler gelmeye başlarsa hiç şaşırmayacağım. 45 milyon lira harcanarak iki yılda yapılan müzenin, Tunus'taki dünyanın en büyük mozaik müzesinden daha büyük olduğunu öğreniyoruz. Tunus'taki müzede 1.200 metrekarede mozaikler varken ve Hatay'daki müze de ikinci sırada yer alırken, büyüklük sıralamasında 1.400 metrekaredeki mozaikleriyle Zeugma Müzesi ilk sıraya yerleşmiş. Müze yetkilileri yakında mozaiklerin sergileneceği alanın 2 bin 500 metrekareye çıkacağını söylüyorlar.
Evet, Zeugma'da kurtarılmayı bekleyen güzelim mozaikler için hepimizin tedirgin olduğu zamanlar oldu. İçimiz çok acıdı. Ama şimdi 2 bin yıldır toprağın, 400 yıldır da suyun altında kalan bir şehir dev bir müzede yeniden canlanıyor.
Zamanın darlığından müze yetkilileri, vakıflar, Avustralya, İngiliz, İtalyan ve Alman heyetleri ile Gaziantep ve Ankara Üniversiteleri, Malatya ve Antep müze müdürlükleri ile topyekûn hızlı bir çalışmaya imza atmışlar.
Size müzede beni etkileyen hangi mozaikten söz etsem bilemiyorum. Çünkü hiçbir parçanın yanından ayrılmak istemedim. Zeugma'nın göz bebeği 'Çingene kızı'nın sergileniş şekline hayran kalacağınızı şimdiden söyleyebilirim.
Döneminin en büyük bronz heykeli olan Mars heykelinin yüksek tavanlı müzede yerleştiriliş şekli de ayrı bir etkileyicilikte. M.Ö. 200'de Büyük İskender'in bir generali tarafından kurulan Zeugma şehri M.S. 256 yılında yerle bir edilmiş, müzeye getirilen bazı mozaiklerde o dönemdeki yangının eserler üzerinde bıraktığı izler de hâlâ duruyor.
Poseidon Villası'nda ortaya çıkarılan Balayı Mozaiği'nin, 'Venüs'ün Doğuşu' adıyla yer aldığı yan yana odalarda o döneme ait çeşmeler, hamam, tuvaletler müthiş bir özenle bulundukları yerden müzeye taşınmış.
Müzede ilgimi çeken detaylardan biri de Zeugma kentinin bulunduğu bölgeden çekilen 5 metreye 30 metre büyüklüğündeki tek parça bir fotoğrafın da duvarlara yerleştirilmesiydi. Diyeceğim şu ki, Antep'te nereye bakacağınızı şaşıracağınız güzellikte müthiş bir müze açılıyor.
Şu anda aday olduğu İzmir'deki seçim çalışmalarına kısa bir ara verip, büyük heyecan duyduğu Zeugma'yı bizimle gezmek için Antep'e gelen Bakan Ertuğrul Günay ile henüz açılışı yapılmayan müzeyi gezdikten sonra içim biraz rahatladı. İstanbul'daki tedirginliğimin yerini şu an Zeugma Müzesi'nde kurtarılan mozaiklerin yarattığı bir sevinç aldı.
Türkiye'nin Avrupa ülkelerinde tanıtımını üstlenen DDF'den Esra Ekmekçi, bir taraftan dolaşıyor, bir yandan da daha fazla mozaiği tanıtımlarda kullanmak üzere o dakika plan yapıyordu. Ben şimdiden bu müzenin yaratacağı heyecan ile Antep'e gelen turist sayısının ikiye katlanacağına bahse girerim.
