Önümüzde Türkiye'yi zıplatacak, gelişmiş ülkelerle aynı sahada top koşturtacak bir devrim var. Ülke gündemine ne zamandır girmesi gerekiyordu ancak artan terör olayları nedeniyle gündemimiz alt-üst olduğundan, bir türlü kendine yer bulamıyordu.
Sonunda TÜSİAD, Boston Consulting Group'a hazırlattığı ve 25 lider şirketle yürütülen, 'Türkiye'nin Sanayi 4.0 Dönüşümü' isimli raporu; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın da katıldığı, desteklediği bir konferans ile gündeme taşımayı başardı.
Sabancı Center'daki 600 kişilik konferans salonu tıklım tıklımdı. İş dünyasından tam 800 kişinin katılacağını bildirdiğini TÜSİAD'dan öğrendim.
Toplantıya gösterilen büyük ilgi şirketlerin bu konuya verdiği önemin altını çizer gibiydi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Türkiye'nin bir yol ayrımında bulunduğunu ve üst gelir grubuna geçmek için önemli bir atılım yapmasının şart olduğunu söylerken, Bakan Fikri Işık'ın bu yorumları destekleyen konuşması daha da ilginçti.
Dün gazetelerde geniş bir şekilde raporun detayları anlatıldı. Özetleyecek olursam, raporda deniliyor ki Türkiye bu dönüşümü gerçekleştirirse, 5 ila 10 yıl içinde toplam maliyetler yüzde 4 ila 7 oranında azalacak. Dönüşüm maliyeti açısından yüzde 5 ila 15 arasında verimlilik artışı sağlanacak ve 710 milyar liralık toplam brüt üretimde, 30 ila 50 milyar liralık bir verimlilik artışı olacak. Müthiş değil mi?
Peki bunun için ne yapılacak? Özel sektörün hazırlık yaptığını biliyoruz ama kamunun programı da çok önemli. Devletteki anlayışın tümden değişmesi gerekiyor ki Bakan Işık'ı dinleyince, bu sefer gerçekten bir şeylerin değişeceğine olan inancım yükseldi. Şöyle ki Işık, dönüşümün öneminden söz ederken yakın bir zamanda yaşadığı ilginç bir anekdotu paylaştı. Zihniyet değişimini çok net gösterdiği için buraya alıyorum:
"Bir enstitü müdürümüz geldi ve ABD'de iyi bir üniversitede doktorasını bitirmiş arkadaşımızın TÜBİTAK'a alınmasıyla ilgili süreci başlattığını söyledi.
Dedim ki 'yanlış yapıyorsun. Bu arkadaşı TÜBİTAK'a almak yerine startup şirketini kurmasını, yanına kendisi gibi başarılı genç kardeşlerimizi almasını ve sizin ona iş paketi vererek, kendi şirketinde Ar-Ge yapmasını sağlamanız lazım'. Yeni anlayışımız bu olmalı. Yoksa memur mantığında Ar-Ge yaklaşımıyla biz, dünya ile rekabet edemeyiz. Ar-Ge yapmadan ileri teknoloji üretemiyorsunuz. Bazen bedelini ödediğiniz halde bile teknolojiyi satın alamıyorsunuz. Yeni Ar-Ge reform paketi, önümüzdeki süreçte Türkiye'nin bu noktadaki kapasitesini çok artıracak ve ihracatımızda ileri teknoloji ürünlerinin payını yukarı çekecek."
Devlette zihniyet değişimi oldu mu işin yarısı tamam demek değil midir? Bence öyledir. Ha tabii bir de ilk öğretim çağındaki çocuklarımızdan başlayarak tüm eğitim müfredatına kod yazımıyla ilgili derslerin girmesinin büyük önem taşıdığını bu raporla bir kez daha gördük.
Türkiye'nin "Sanayi 4.0" dönüşümünün önündeki en büyük engellerden biri nitelikli işgücü ihtiyacı olarak gösteriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı müfredata kod yazma dersi koyacağını açıkladı ve konuşmasından Bakan Işık'ın da bu konuya özel bir önem verdiğini gördüm.
Umarım Türkiye'nin milli hasılasında yüzde 1 ve üzeri ek büyüme, yani yaklaşık 150-200 milyar lira düzeyinde ek gelir anlamına gelen "Sanayi 4.0" dönüşümü artık hiç gündemden düşmez.
