Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

AK Parti 10 yılının özgün anlamı

AK Parti 3 Kasım 2002'de iktidara geldi. Ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Bu süre zarfında önemli bir iç kırılma yaşamadı. Uzun yönetme süresi ve başka birçok nedenle Türkiye'nin sadece CHP ile mukayese edilecek en özgün partilerinden biri oldu. Türkiye'de gene CHP ve onun tarihsel müttefikleri olan asker ve bürokrasi tarafından kurulmuş cumhuriyet modelini gerçekten dönüştürdü. Eksikleri var. Yanlışları var. Ama bu AK Parti'nin önemini ortadan kaldırmaz.
Nedir AK Parti'yi şu on yılda özgün yapan sorusuna bir cevap bulmak istiyorum.

***

Birincisi bu geçen dönemi değerlendirenlerin, bilhassa kendisini ulusalcı-Kemalist- Cumhuriyetçi diye tanımlayanların yaşadığı algı eksikliği. Bu algı sorununun düğüm noktasını AK Parti'yi kültürel değerler üstünden nitelendirmeleri oluşturuyor.
AK Parti bu çevrelere göre bir sosyolojinin uzantısı değil. Olmadığı gibi sosyolojiyi dönüştürerek ve sosyal bir realite olarak siyaset yapan bir parti de değil. 10 yıllık iktidar partisi gene bu kesimler tarafından sadece din-şeriat ekseninde siyaset yapan bir örgüttür. Bunun yanında da klasik tez zaman zaman devreye girip AK Parti'yi 'dış güçlerin Türkiye üstünde oynadığı oyunun' bir uzantısı, aleti, maşası olarak yorumluyor. Bu ikinci iddiayı zaten safsata olduğu için bir yana bırakalım. Fakat AK Parti'nin tarihsel gelişimini, dinamiklerini, dayandığı zemini sosyolojik planda anlayamamak ve onu salt kültürel değerler üstünden 'okumak' aslında bunu yapan kesimler söz konusu olduğunda o derecede şaşırtıcı değil. Çünkü o bakış açısının kendisini siyasallaştırması bu yoldan oldu. Daha açık konuşmak gerekirse CHP ve kanatları zaten siyaseti hiçbir zaman bir sosyolojik parametre olarak görmedi. Modern Türkiye'nin en önemli çıkışlarından biri olan Kemalizm, yeni toplum modelini sadece kültürel bir formül etrafında kurdu. Batılılaşmayla laiklik bu yapının iki taşıyıcı sütunuydu, ikisi de kültüreldi. Sosyolojinin dönüşümü için hiçbir girişimde bulunmadı denemez. Bulundu ama onu da halka siyaseti yasaklayarak kendi tercihleri doğrultusunda yapmak istedi.
***

AK Parti'nin orijinalitesini burada aramak gerekir. Birincisi bu parti sosyolojinin itkisiyle ortaya çıktı. Türkiye sağ siyasetinin iç içe geçen çemberler şeklinde mayalanması AK Parti'yi RP'nin yapısal dönüşümüne bağlı olarak doğurdu. AK Parti bizzat kendisi modernleşme yanlısı olan insanlar eliyle kurdurdu. Yani AK Parti'nin doğrudan kendisi bir modernleşme anlayışına tekabül ediyor ve bu da dinsel sağın dönüşümü anlamına geliyor.
İkincisi bu parti Türkiye'deki modernleşme dinamiğini ait olduğu sağ geleneğe paralel olarak bir sosyolojik gerçek olarak gördü. Göçler, kentleşme, sosyal güvenlik politikaları, orta sınıfın inşası, ekonomik koşullar bu sosyolojiyi kurmanın araçları olarak dikkatle tanzim edildi.
Üçüncüsü, evet, şaşırtıcı bir şey yok, AK Parti de tıpkı kurucu CHP gibi kültürel değerler ve semboller üstünden siyaset yaptı. Din bunlardan biriydi. Ama CHP yaklaşımından bir önemli farkla ayrılıyordu bu model. CHP'nin Batılılaşmacı kültürel modeli çok kısıtlı bir toplumsal öneme sahipken ve bugün CHP'ye oy veren orta üstü yaş, gelir ve eğitim gruplarının tercihiyken, din ve Müslümanlık geniş halk kitlelerinin en önemli kimlik, varlık ve aidiyet gerçeğiydi ve toplumsal hareketlenmeyi sağlamak bakımından en güçlü araçtı. AK Parti o unsuru kullanarak kitleleri siyasallaştırdı. Bu nedenle de Türkiye tarihinin en siyasal partisi oldu.
CHP ve çevrelerinin bunu görmemesi şimdi daha da doğal. Hem olaya kendi odaklarından bakıyorlar hem de o odak artık kayboldu. Büsbütün, git gide daha fazla yanlış yorumlayacaklar bundan sonra her şeyi.
İki taraf için de macera devam ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA