Özgecan Aslan'ın yaşadığı vahşet artık son olmalı. Bundan sonra bir daha bu ülkede böyle bir kadın cinayeti işlenirse hepimiz bunun sorumlusuyuz demektir. TBMM Özgecan yasası adında bir kanunu acilen tüm partilerin tam ittifakıyla çıkarmak zorundadır. Her şeyden önce şu an itibariyle Türkiye'nin bütün şehirlerinde hayati yönden tehdit altında olan, polise ve savcılığa başvuran, kadınlara hızla gidilip korunması gerekiyor. Bu koruma olayı da aynen bir valiyi korur gibi 24 saat yerinde etkin bir koruma olmalıdır. Devlet şiddet yönünden risk altındaki kadınlara sosyal imkânlar sunmasının yanında, tehdit eden kişinin bulmasını engellemek için, yeni TC kimlik numarası, vergi numarası, isim değişikliği ivedilikle yapılmalıdır.

TBMM'den çıkacak Özgecan yasasında risk altındaki kadının, kira, elektrik, su açtırma, tedavi olma, banka kartı kullanma, çocuğunu okula kaydettirme gibi işlemlerini yeni vatandaşlık kimlik no ve yeni isme göre yaptırması sağlanmalıdır. Tehdit edenler ve şiddet uygulayanlar tutuklu yargılanmalıdır. Cezalar ağırlaştırılmalıdır. Cezalarda tahrik indirimi kaldırılmalıdır.

Özgecan yasasına göre risk altındaki kadın çalışıyor ise ücreti devam edecek şekilde devlet izin vermelidir. Şiddet yönünden risk altındaki kadın kendisinin ve çocuklarının ihtiyacı için çalışmak zorunda olduğundan, potansiyel katilin kadını işyerinde ya da işyeri güzergâhında bulması çok kolay oluyor ve bu tür cinayet çok gerçekleşiyor. Geçinmek için çalışmak zorunda olan bu tür kadınların maaşı devam etmeli. Özel sektörde çalışıyorsa maaşını gerekirse devlet işsizlik fonundan karşılamalı. İşsiz maddi desteğe ihtiyacı olan kadınlara da, çalışmasına gerek kalmayacak şekilde risk ortadan kalkana kadar geçimini sağlayabileceği bir aylık bağlanmalıdır.

Kamu düzenini bozan en büyük terör kadın cinayetleri şiddeti terörüdür. Diğer terör olaylarının önlenmesine yönelik nasıl milyarlarca dolar para harcanıyorsa, kadına şiddet terörünün önlenmesi için de gerekli kaynak oluşturulmalıdır. Sırf bunun için yeni güvenlik görevlileri alınmalıdır. Resmi polis ve jandarma oluşturulana kadar, özel güvenlik firmalarından hizmet alımı da yapılabilir. Hiç kimse "hayati yönden tehdit altında olan herkese polis veremeyiz" dememeli. Bu anayasaya, insan haklarına aykırı bir durumdur. Devletsen her türlü tedbiri alıp koruma yapmaya mecbursun.

Adalet Bakanlığı da 81 il Cumhuriyet Başsavcılığı'na genelge çıkartabilir. Ya da 81 ilin Cumhuriyet Başsavcılıkları, kendiliğinden derhal harekete geçip, hakkında ölümle tehdit şikâyetleri olan potansiyel katil adaylarını hemen gözaltına aldırıp, mahkemeye sevk ettirip tutuklanmalarını talep edebilir. Mahkemeler de hem mevcut kanunlar hem de Anayasa'daki yaşam hakkına atıfta bulunarak, tedbir amaçlı tutuklamalara karar verebilir. İnsan hayatını kurtarmak için milletin vicdani gücünü arkasına alan üst mahkemeler de, yapılacak muhtemel itirazları reddeder.

Kadınları tehdit eden kişinin tutuklu yargılanması çok önemli bir tedbirdir. Tehdit eden kişi tutuklanıp, tutuklu yargılanmazsa, şiddet yönünden risk altındaki kadınların etkin şekilde 24 saat korunma sorununun yanında, potansiyel katilin etrafında gezinmesi, kendisinin bütün özel hayatına, aile, arkadaş, iş ilişkilerine zarar verecektir, dolayısı ile adeta mağdur olan cezalandırılmış gibi olacaktır.