Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Liberal-demokrat entelektüel Zühtü Arslan

Anayasa Mahkemesi'nin yeni başkanının Zühtü Arslan olduğunu duyar duymaz çok sevindim. Zühtü Arslan'ın çalışmalarını 2000 yılından beri takip ediyorum. İlk kez o yıl Liberal Düşünce dergisinde bir makalesine rastlamıştım. Hemen ilk paragrafda farklılığını belli ediyordu. Asla düz ve renksiz bir akademisyen değildi. Çok farklı bir yazı dili ve tarzı vardı. Liberal Düşünce Topluluğu içinde de genç akademisyenler içinde sivrilen biriydi.

***

Zühtü Arslan'ı ilk kez 2002'de Kapadokya'da LDT kongresinde tanıyıp dinleme fırsatı bulmuştum. İlgilendiği meselelerin künhüne vakıf olmuş bir adamdı. Gelen her teorik ve pratik soruyu berrak bir dille cevaplıyordu. Henüz üniversitede öğrenciydim ama sabah akşam siyaset felsefesi üzerine okuyordum. Henüz AKP hükümet olmamıştı. 28 Şubat rejimi devam ediyordu. Şu an Rektör Yardımcısı olan dostum iktisatçı Birol Kovancılar'la da Kapadokya'da tanışmıştım. Zühtü Arslan'ın Hume'dan Mill'e, Popper'den Hayek'e, Berlin'den Rawls'a, Nozick'ten Dworkin'e uzanan tüm hukuk ve siyaset düşünürlerine hâkim özgüvenli bir duruşu vardı. Bu birikiminin yanında Osmanlı-Türk modernleşmesi üzerine de çok okumuş bir entelektüeldi.
***

Özetlemek gerekirse Türkiye'nin adalet arayan tüm yurttaşları huzur içinde olsun. Zühtü Arslan tam anlamıyla özgürlükçüdemokrat bir anayasa teorisyeni ve siyaset felsefecisidir. Zühtü Arslan yalnızca anayasa hukukçusu değildir, bunun da ötesinde bir felsefi ve teorik altyapıya sahiptir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda literatürün tamamına vakıf bir entelektüeldir. Paralel yapı olgusunun ne olduğunu gören ve detaylı analiz edebilen bir adamdır. Sakın aksi yönde tezvirata inanmayın. Arslan'ın Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarihi karanlık olan bu mahkemenin kaderini değiştirecek niteliktedir.
***

Bütün bunlara rağmen Zühtü Arslan'la ilgili korktuğum tek şey var. Ya Zühtü Hoca benim yıllardır takdir ettiğim bir diğer anayasa hukukçusu ile aynı problemli yola girerse? Ya Zühtü Hoca da kendisinden 8 yaş büyük olan o anayasa hukukçusu gibi kibir ve nefs batağına saplanıp kendini mahvederse? Zühtü Arslan'ın o şekilde bir kibir hastalığına yenileceğini hiç sanmıyorum. Ama yine de Zühtü Hoca'yı seven bir insan olarak uyarmak benim görevim. 2002'de yayınlanmış LDT'nin 10. yılını anlatan bir makalede Zühtü Arslan'la ilgili bu bahsettiğim anayasa hukukçusunun yazdığı şu satırlar çok haklıydı oysaki. Fakat boynuz kulağı çoktan geçti. Bu Trabzonlu hoca bu hale düşmemeliydi ama kaderin önüne geçilmiyor. Zühtü Arslan'a başarılar diliyorum:
***

"Bana, genel olarak siyaset felsefesiyle, özel olarak da liberal teoriyle ilgili bir toplantı veya tartışmaya katılmak üzere kendinden daha genç bir akademisyenin adını ver denseydi, tereddütsüz Zühtü Arslan derdim. Onun akademik tarzını takdir etmemin nedenleri arasında, çağdaş siyaset felsefesi tartışmalarına olan vukufu kadar, anayasa teorisini siyaset teorisinin genel bağlamı içinde görmek bakımından bana benzemesinin de bulunduğunu itiraf etmeliyim. Zühtü Arslan "yeni kuşak" anayasacılar arasında geleceğe dönük olarak en fazla ümit vaat eden bir figür olarak anılmayı hak ediyor. O da gerek Liberal Düşünce'de gerekse yerli-yabancı başka akademik dergilerde yayımlanan yazılarıyla Türkiye'de özgürlükçü düşüncenin harcını yoğuranlar arasında yer alıyor."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA