Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Erdoğan’ı yalnız bırakanlar

Yıllarca Fetullah Gülen'le çalışan Nurettin Veren geçen gece Didem Yılmaz'ın programında önemli açıklamalarda bulundu.
Veren'in Fetullahçı çeteye dair programda dile getirdikleri yıllardır söylediği bilgilerdi. Ancak bu yapının deşifre edilmesine yönelik verdiği bilgilerin bürokrasi ve siyasetin bazı unsurlarınca nasıl sümen altı edildiğini güzel anlattı.
Veren programda isyan ediyordu:
"Cumhurbaşkanımızın paralelle mücadeledeki heyecanı, kararlılığını diğer siyasilerde göremedim."
Evet, mevzu önemli.
17-25 Aralık FETÖ kumpasında muhafazakâr medyada yazan kimi aktörlerinin sinsi söylemlerinin gazıyla adeta yalnız bırakılan… 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki vaadinden biri "Paralelle etkin mücadele" olan… Yani bu çetenin birinci hedefi olmuş ve onunla mücadeleyi en çok önemseyen Erdoğan'ın çevresindeki, en hafif ifadeyle "cemaat aymazları" kim?
Halk bu sorunun yanıtını, Erdoğan'ın gölgesinde büyüyüp onu paralel çete karşısında, ihanetleriyle, aymazlıklarıyla bir şekilde yalnız bırakanları "fena halde" merak ediyor.
Çünkü millet Erdoğan düşerse Türkiye'nin düşeceğini biliyor. "İkinci adam" senaryolarının ülkenin bekası için değil darbecilerin ve onu destekleyen Batı'nın planı olduğunu biliyor.

***

YİNE Mİ PARALEL YEAA…

Nurettin Veren televizyonda konuşurken vatandaşlar da sosyal medyadan veryansın ediyorlardı:
"Bu adamı daha önce niye televizyonlara çıkartmadınız."
Aslında Veren yıllardır medyada. Hatta yanılmıyorsam köşe de yazıyor.
Yani Veren'in ya da başka FETÖ itirafçılarının konuşturulmaması gibi bir sorun yok. Hatta tam aksine, bugüne değin sorun edilen "çok konuşturulmalarıydı."
Öyle ya, ben mi yerleştirdim "paralele bağlamak" kalıbını bu halkın diline.
"Her şeyi de paralele bağlamayın canım" diye bizlere akıl veren steril beyefendileri, hanımefendileri bir düşünün.
Akşamında 15 Temmuz darbesinin yaşanacağı gün bile Sabah'ın FETÖ'yü manşetine taşıması aynı eleştirilerle karşılanmıştı.
Hepimiz cips yiyen insanlarız birbirimizi kandırmayalım. 15 Temmuz herkesin gözünü açtı işte.
En çok da bugünlerde "İlk biz fark ettik, dinlemediniz" dedikleri Cemaat'i, 17-25 Aralık'ta bütün pislikleri ortaya çıkınca sırf Erdoğan karşıtı diye sahiplenen darbe simsarlarının.

***

DENİZ-ÜLKE-ARIBOĞAN-ÜZÜNTÜ- VE MUZ KABUĞUU

Baktım, Deniz Ülke Arıboğan dün sosyal medyada yine çırpınıyor. İnsanlar da üstüne gidiyor.
Mevzua daldım.
Meğer yine aynı hikâyeymiş. Deniz Hanım yine ülkemizin prestijinin derdine düşmüş ama kendi ifadesiyle "güruh" anlamıyormuş.
Bu kez Hocam HDP yönetiminin Yenikapı'ya davet edilememesini kafaya takmıştı:
"Bütün dünyaya Türkiye'nin darbeye karşı birlikte durduğunu göstermek amaç; Kürtlerin ayrı tutulduğunu tescilleyen görüntü doğru değildir."
Bakın Deniz Hanım hep eleştirilmenize ve yakınmanıza neden olan ne biliyor musunuz?
Hep öldürdüğünüz yiğidin hakkını hiç vermemeniz, sadece akıl satmanız.
Bu yazdığınız algının herkes farkında. Sizce bu klişe önermedeki riski, 7 Ağustos mitingini dünyaya da mesaj vermek için düzenleyen Erdoğan düşünememiş midir mesela?
Halk da diyor ki size, "bir kere de aklınızı kendinize saklayıp, enerjinizi o çok iyi bildiğiniz yabancı dilinizle, çok iyi tanıdığınız yabancı dostlarınıza gerçekleri anlatın, ülkenizi savunun."
Örneğin deyin ki: "HDP=Kürt algısı yanlış. 7 Ağustos'a HDP değil ama Kürtler davetli."
Çok mu zor geliyor? Yoksa prestijli mi değil?

***

SEN GELME… VOL 2.

"Yenikapı şovunda yokum." (Popçu sıla ücretsiz çıkmam diyor.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA