İki seçimin bir arada yaşanacağı 2007'de, ekonomi dışı faktörlerin risk primine eklenmesine kesin gözüyle bakılıyor . Dışarıya pek yansıtılmasa da Bakanlar Kurulu'nda risk katsayısını düşürme formülleri üzerinde duruluyor. Ortak karar, gerek AB gündemi gerekse yapısal reform takvimi konusunda kamuoyu ilgisinin sıcak tutulması.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün geliştirdiği, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın uygulayacağı strateji, hem AB hem de IMF çapasını kuvvetlendirecek. İç ve dış piyasalara, "2007 kayıp yıl değil" mesajı verilecek. Buna göre, Başmüzakereci Babacan, 10 Ocak'ta AB ile ilgili bürokratları biraraya getirecek. Nitekim müsteşar yardımcıları ile yapılan son toplantıya hakim olan görüş şöyle:
"1 Ocak 2007'de dönem başkanlığını Almanya üstlenecek. Almanya'nın önceliği Avrupa Anayasası. Türkiye'nin öncelik alması ve birden çok müzakere başlığının açılması güç görünüyor. Ama biz tarama sürecini tamamladık ve ne yapacağımızı biliyoruz. En az 7-8 başlıkta sanki müzakere yürütülüyormuş gibi çalışmaları hızlandıralım. Bu sayede hem beklentileri olumlu yönde etkilemiş oluruz hem de yarın AB'deki hava değişip masaya oturduğumuzda zaman kazanmış oluruz."
Öte yandan IMF destekli programın performansını yakından ilgilendiren yapısal düzenlemeler de Nisan ayında başlayacak cumhurbaşkanlığı adaylık sürecine kadar Meclis gündemine taşınacak. Mortgage yasa tasarısı, Gelir Vergisi paketi öncelikli adımlar olacak. Halkbank özelleştirme geliri finansman kalitesini artıracak. Karadeniz Sahil Yolu için gereken 1.5 milyar YTL Karayolları'nın arsa satışı hasılatından karşılanacak.
Babacan'ın halet-i ruhiyesi
Ülkenin kaderini belirleyen AB ve IMF ilişkilerin nabzını elinde tutan Bakan Babacan'ın yakın çevresine, "İstikrarsızlıktan ülke kaybeder ama biz de kaybederiz" kaygısını yansıttığı biliniyor. Eleştiri dozundaki artıştan rahatsızlık duyan Babacan'ın, zaman zaman mantıki değil duygusal yörüngede hareket ettiğini söyleyen bürokratlar, "Negatif yorumlar, seçim sath-ı mailine girilirken sinirleri yay gibi geriyor" diyor.
Babacan'ın sık sık 2004 yerel seçimlerini örnek gösterip, "Mali disiplinden taviz verilmedi" temasını işlemesi teknokratları bile sanıldığı kadar rahatlatmıyor. Bürokrasi; "Genel seçimin sonucunu, Çankaya dengeleri etkiler. Yerel yönetim seçimi ile milletvekili seçimi aynı terazide tartılamaz. Tüm belediyeler siz de olsa bile hükümette değilseniz güç sizden uzaklaşmıştır" tezini savunuyor.
