Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İsrail nasıl özür dileyecek?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Lizbon'dayız. Ankara'da siyasi malzeme yapılan dış politika konuları masada. Türkiye'nin yönü, AB, İran dosyası, Irak, Ermenistan, ABD'nin beklentileri, İsrail'le ilişkilerin geleceği...
Davutoğlu, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Genişlemeden Sorumlu Komiser Stefan Füle ile gerçekleşen son siyasi diyalog toplantısıyla söze başladı. AB'nin tutumu yüzünden Türkiye'nin doğuya yöneldiği iddiası için dedi ki... "Ashton'a da söyledim. 'Türkiye'yi kaybediyor muyuz?' sorusu ittifak ruhuna aykırıdır. Türkiye, 'Biz' kavramı içinde görülmüyor demektir. O, 'Biz' kavramı içinde, batı ittifakında yer alma hakkına sahip ülke, soğuk savaşta büyük çaba harcayan Türkiye'dir. Türkiye, bulunan ya da kaybedilen bir nesne değil. Türkiye, başlı başına dış politika öznesidir!"
Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da katıldığı o toplantıda AB'ye bir öneride bulunulduğunu öğreniyoruz. Davutoğlu, sadece ipucu veriyor:
"AB ile stratejik ilişkilerin kurumsallaşması için yeni mekanizma önerdik. Altı ayda bir troyka toplantısı istemiyoruz. Ashton'la Kafkaslar, Afganistan, Pakistan, İran ve Kıbrıs'ı konuştuk. Gördük ki Türkiye-AB ilişkileri doğru zemine oturtulursa küresel merkez olur. 'Niye bu stratejik perspektifi katılım belgesine yansıtamıyoruz?' Kıbrıs Rum kesiminin tutumu ve bazı ülkelerin iç politik kaygıları. Artık AB'nin stratejik tercih yapma zorunluluğu geliyor."

***

Davutoğlu'nun aktarımlarından anlıyoruz ki kısa süre önce ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la yaptığı telefon konuşmasında, İran ve İsrail ağırlıklı yer tutmuş. "Mükemmel" olarak nitelenen o görüşmede, İran kritik önemde. Zira Clinton, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın dahil olduğu grubun, İran'la görüşmelere başlamasını, Türkiye'nin de teşvik edici olmasını arzuluyor. "Kalıcı çözüme odaklanalım" diyor. Zaten Ankara da uranyum takasını "güven artırıcı önlem" olarak görüyor ve bölgesel tansiyonu düşürecek, yaptırımları kaldıracak formüller için uğraş veriyor. Kaldı ki İran'ın nükleer müzakerecisi Said Celili'nin, büyüklerin temsilcisi konumundaki Ashton'ın "Görüşelim" mektubuna cevap vermesinde Türkiye'nin devrede olduğu bir gerçek. Hatta Davutoğlu'nun Portekiz temasları sırasında İranlı mevkidaşı Manuçehr Mutteki'nin de Lizbon'da bulunması, karşılıklı bilgi alışverişi açısından dar zamanda iyi fırsata dönüştü.
Clinton, İran'la diyalog noktasında Ankara'yı takdir ettiğini söylerken cevabı merak uyandıran, "Türkiye, sürecin içinde kalacak mı?" sorusu idi. Davutoğlu, şu vurgu ile durumu özetledi:
"Kimse bize, 'Süreç dışında kalın' diyemez. Bizi etkileyen her sürece milli çıkarlarımız doğrultusunda müdahil oluruz. Bunu kimseye karşı söylemiyorum."
Bu arada, "Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım kararını uygulayacak mı?" sorusu da güncelliğini koruyor. Davutoğlu ise "Tabii. BM Şartı'nın 7. maddesine göre bu zorunluluk. Tartışılan yanı da yok. Tartıştığımız, diplomatik sürecin nasıl işletileceği" diyor.
***

Ve nihayet İsrail. Evet, ABD yönetimi Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyileştirilmesini istiyor. Davutoğlu'nun deyişi ile "Bunun nasıl olacağını da en iyi ABD biliyor."
Bakan, günlerle ifade edilecek bir süre içinde İsrail'in Mavi Marmara cinayeti ile ilgili olarak Uluslararası Komisyon kurulmasını bekliyor. New York'ta olayın siyasi ve hukuki, Cenevre'de ise insan hakları ihlali boyutu araştırılacak. Davutoğlu, tazminat ve özür noktasında bu komisyonun raporunu önemsiyor. İsrail Ordusu'nun Raporu için, "Hem istihbarat hem de operasyon hatası var. Barbarca saldırıydı. Ben, bunun bir hata değil suç olduğunu söylüyorum" mesajı veriyor. "İlişkiler kesilme noktasına gelir dediniz. Bir takvim var mı?" sorumuz karşısında BM soruşturma sürecini işaret edercesine, "Zihnimizde takvim var. Birtakım adımlar bekliyoruz. Olmazsa müeyyideleri düşünüyoruz" demekle yetiniyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA