Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

TOBB'da değişim ihtiyacı!

Bugün, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 66. Genel Kurulu'nda olacağız. Türk özel sektörünün yasal en büyük temsilcisinin mesajlarını dinleyeceğiz. 2000'li yıllara damgasını vuran Rifat Hisarcıklıoğlu döneminin muhasebesine bakacağız. Daha doğrusu, "Başarı hikâyesi ile başlayan yolculuğun hikâye başarıya" dönüşmesinin nedenlerini irdeleyeceğiz. İş âleminin çatı kuruluşu iddiasının "Özde mi, sözde mi?" olduğunu yerinde göreceğiz...
TOBB Genel Kurulları, eski önemini ve ağırlığını giderek yitirse de sanayici ve işadamlarının nabzının attığı platform olma özelliğini korumakta. Anadolu'daki bir benzin istasyonu sahibi tüccardan, marka yaratıp dünyaya satan sanayiciye kadar uzanan bu geniş yelpaze, hâlâ dikkate değer öneri ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmakta.
TOBB'un yıllık toplantılarında nedense şekil kaygısı çoğu zaman içeriğin önüne geçer. Davetli profili, Başkan'ın konuşmasının medyada yer alma biçimi için yapılan ince hesaplar ertesi gün öylesine tatmin duygusu verir ki... "Şunu söylemiş, bunu hatırlatmıştık" türü klişe sözlere, personele yapılan yan ödemeler eklenir... Derken iki üç günlük telaş biter. 5 yıldızlı otellerde ağırlanan delegeler ise ne olduğunu tam anlayamadan, derdini anlatamadan bir sonraki yıla kadar bekler. İhtiyaç olur da kürsüye çıkmaları gerekirse, adrese teslim ifadeler, belirlenmiş isimler üzerinden dışa yansıtılır... TOBB Başkanı'nın siyasiler huzurundaki "manifestosu" sayesinde herkesin hislerine tercüman olunduğu varsayılır.

***
TOBB'un tarihini inceleyenler, Rifat Hisarcıklıoğlu dönemine ayrı bir bölüm açacaklar kuşkusuz. Gerek göreve ilk geliş biçimi gerekse icraatları yönüyle. Ama en çok "gel gitler" üzerinde duracaklar. Merkez sağ siyasetin arka bahçesi görünümündeki TOBB, Rifat Bey döneminde bu özelliğinden arınmayı başardı. Buna karşın kendi siyasetini belirlemekte zorlandı. Bölünmeler yaşadı. Siyaset dışı unsurların nüfuz etmeye çalıştığı da oldu siyasi ihtiraslara yatırım yapıldığı da. Geleneksel TOBB kadrosuna takviye edilen aktörler ise Birliği siyasi enstrüman olarak kullanmaktan geri durmadı. Kaynakları, yaygınlığı, dış ilişkileri ve şirketleri ile büyük bir güce dönüşen TOBB, önümüzdeki yıllarda yeni misyon, yeni vizyon geliştirip, yeni kadrolar üretemezse hep müdahalelere açık halde kalacak.
***
TOBB tabanı artık şu soruya yanıt bulmak durumunda?
"Özel sektörü gerçekten temsil edebiliyor muyuz?"
Bu, cevabı rahatlıkla "Evet" olarak verilecek bir soru değil artık. Anayasa değişikliği süreci ve istihdam politikalarında sergilenen zikzaklar, TOBB'un Ankara'daki ağırlığı kadar İstanbul'daki gücünü de zayıflattı. İş dünyasındaki her baskı ve çıkar grubu kendi alternatif örgütlerini kurarak, TOBB'a alternatif hale geldi. Bugün TUSKON'un, TOBB'un meşhur DEİK'inden daha etkin olmadığını kim söyleyebilir ki? Veya TÜ- SİAD... Tüm handikaplarına rağmen Hükümet'le ilişki kurmak için eskisi gibi TOBB'un aracılığına ihtiyaç duyuyor mu? Türkiye İhracatçılar Meclisi ülkenin ekonomik sorunlarının teşhisi ve çözüm önerileri yönüyle TOBB'u da aşan performans sergilemiyor mu?
Peki ya üniversite olgusu. TOBB ETÜ sollaikçi çizgi ile muhafazakâr-sağ ekseninde ayrışmış görüntü vermiyor mu? Teknoloji adına yaptığı katkıyı duyan var mı? Rifat Bey'in bireysel gayreti ve fon aktarımı ile şimdilik ulaştığı başarı acaba sürdürülebilir mi? Veya bir başka bakış açısı ile her şeye Başkan'ın karıştığı bir üniversite akademik özgürlüğe ve rekabetçi bilgiye erişebilir mi?
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Maksadımız bağcı dövmek değil. Bir hakkı teslim ediyoruz. Lakin dost acı söyler.
TOBB, 2013'e yani Rifat Bey sonrasına yeni proje ve iddia ile hazırlanamazsa, mazisi ile övünen kuruluş olmaktan öte geçemez!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA