Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bir telefonla değişen dünya

Ne büyük şans ki terörün kanlı senaryosuna rağmen Ankara'da "akıl tutulması yok!" Terörle mücadelenin geldiği kritik kavşakta tüm zorluklara karşın "sağduyu hâkim!"
Dün sabah saatlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in makamındaydım. İstihdam politikası, memurlara toplu sözleşme hakkı, kıdem tazminatı, sendika yasası, iş güvenliği derken konu ister istemez, "terör gündemine" de odaklandı. Bakan Çelik, bu dönem Şanlıurfa Milletvekili. Genel seçim sürecinde bölgenin gerçeklerini süzmüş, toplumsal dinamiklerini iyi analiz etmiş. "Siyaset, insana nüfuz etme ve netice alma sanatıdır" diyerek yeni seçim çevresine hızla uyum sağlamış. Öyle ya terör örgütü PKK'nın bir ve iki numara diye tanımlanan isimlerinin köyleri de yakın akrabaları da Urfa sınırları içinde. Şimdiye kadar siyaseti ipotek altına alan aşiretler de bir çağrısı ile binleri harekete geçiren şıhlar da Urfa'da.

***

Sohbetimiz sırasında, yeni terörle mücadele stratejisi, halkı kazanma yöntemleri, iş ve aş reçeteleri üzerinde de durduk. Bakan Çelik, "Hissi ele alınmaması gereken bir mesele" diye tanımladığı bu mücadelenin, sadece teröristi hedef alması gerektiğinin altını çizdi. 1990'lardaki gibi halkı rencide eden, 'Nereye gidiyoruz?' kaygısına neden olan uygulamalara geçit verilmeyeceğinin altını çizdi. "Devlet hem güvenlik hem hizmet hem de hak ve özgürlükler yönüyle vatandaşın yanında olduğunu gösterecek" dedi. Faili meçhuller gibi sorgulanmayan karanlık günlerin geride kaldığı, yanlış yapanın cezalandırılacağı kanaatinin vatandaşta hâkim kılınacağını vurguladı. Halkla dayanışmayı koparmadan mesafe alınacağını söyledi. Ve ekledi:
"Halkın hissiyatını anlayacaksın. Damgalamayacaksın. Dışlamayacaksın. 'Bizim insanımız' diyecek, dinleyecek, iç dünyasına girecek, çözüm üreteceksin. Protokol törenleri yerine, kitleleri pozitif yönde şaşırtan adımlar atacaksın!"
***

Denilebilir ki "Bakan'ın değerlendirmelerinde yeni bir yön yok! Bu sözler yıllardır söyleniyor!"
Ama durum öyle değil.
Zira, konuşmamızın bir anında Bakan Çelik, iç cebinden bir kartvizit çıkardı. Urfalı bir vatandaşa ait kart! Adını ve yerini gizledi.
Sonrası ilginçti.
Bakan Çelik, MİT veya Emniyet aracılığıyla değil, kendi yerel siyasi kanalları vasıtasıyla bu vatandaşı keşfetmiş, sonra telefonunu buldurmuştu.
Bir gece onu aradı...
"Kardeşim, sen iyi bir insansın. Niye böyle yapıyorsun?" diye sordu. Aslında, cevabı önceden belli bir soruydu bu...
Şok etkisi yaratan sorunun muhatabı KCK yörüngesinde olduğu öne sürülen, sözde mahalle sorumlusu bir isimdi. Geleni gideni izlettiği, BDP dışındaki siyasi aktörlerin temaslarını not ettirdiği bilgisi vardı. İddialara göre, bu bilgiler KCK eksenine girmeyen Kürt kökenli vatandaşlar üzerinde baskı aracı olarak kullanılıyor, etnik siyaseti reddedenlere nefes bile aldırılmıyordu.
Bakanla dertleştikçe, devletin sıcaklığını hissettikçe o vatandaş; can güvenliğinden, ailesinin geleceğinden, korkularından, geçim sıkıntısından söz etti. Sanıldığı gibi bu işe gönüllü değildi, tehdit altında isteneni yerine getiriyordu.
İşte o gece, "terörist" damgası yiyebilecek bir vatandaş, "kayıplar cephesinden", "ülkenin birliği" cephesine geçiverdi!
***

Bakan Çelik'in, "Bölgedeki vatandaşlar 30 yıldır devlete yönelik duruşunun yanında tehditlere muhatap olmanın da sıkıntılarını yaşadı" değerlendirmesine katılmamak mümkün değil.
Önceki günkü Milli Güvenlik Kurulu bildirisine yansıyan devlet iradesi de bu yöndeydi. Bölge halkının güvenliği için otoritenin hissettirilmesi, demokrasi ve hukuk devleti anlayışından taviz verilmemesi, hayatın olağan akışını olumsuz etkileyecek her türlü gelişmeye set çekilmesi, teröristle mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi...
Ama bütün bunların lafta kalmaması için siyasetin ve kamu yöneticilerinin sahaya hâkim olması, halkla ilişkilere, yatırıma, gönül dünyasına ağırlık vermesi kaçınılmaz! Zira, yeni dönem masa başında değil kırsalda, birebir görüşme ile başlayacak, gelecek güvencesi sağlanarak başarılacak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA