Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Terör-kalkınma denklemi!

61. Hükümet, alışılmış bakanlık yapısını kökten değiştirdi. AK Parti'nin, gerek ismine gerekse kuruluş felsefesinin genlerine işleyen "Kalkınma" hedefi, özel bir bakanlıkta karşılığını buldu. "Kalkınma Bakanlığı."
2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma iddiası ihracata dayalı kalkınmayı gerektirdiğinden bir de "Ekonomi Bakanlığı" kuruldu.
Aslında kalkınma kavramı günümüz dünyasında, Türkiye'nin bir alt kategorisindeki ülkelerin çabalarını tanımlamak için kullanılıyor. Ekonomi kavramı ise ihracatı da aşan biçimiyle daha çok hazine ve maliye fonksiyonları ile birlikte düşünülüyor.
Ama AK Parti, Kalkınma ve Ekonomi bakanlıklarına, siyasi öngörülerine uygun anlamlar kazandırıp, yeni misyonlar yükledi.

***

Kalkınma denilince, sadece "ekonomik atılımdan" söz edilmiyor artık. Demokratik gelişmişlik de kültürel sınıf atlanması da bu kavramın içinde. Eğitimin kalitesi, yaşam memnuniyeti katsayısı da kalkınmanın parçası...
Bu yönüyle bakıldığında Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın omzundaki yük hayli fazla. Bayram öncesinde ziyaret ettiğim Yılmaz'la, daha çok "Terör-Kalkınma" ikilemine değindik...
Cevdet Yılmaz Bingöllü. Bingöl, etnik siyaset için zemin oluşturmaya çalışan aktörlere inat bir örnek. 1990'lı yıllarda adı terör olayları ile anılan bir kentti. Oysa 2002'den sonra yapılan tüm seçimlerde terör örgütü eksenindeki siyasi hareketlere değil, ezici çoğunlukla AK Parti'ye destek verdi. Bakan Yılmaz haklı olarak dedi ki...
"Kalkınmayı terörle anmak doğru değil. Tabiî ki terör, işsizlik, yatırım kavramları arasında bağlar var. Örneğin, kalkınma arttıkça terörün tabanı daralıyor. Ama öte yandan terör nedeniyle yatırım ortamı zehirleniyor. Biz, 'Terör diye kalkınma değil. Her halükarda kalkınma' diyoruz. Demokratik standartların yükselmesi, siyasi kanalların açık olması bu açıdan önemli!"
***

Görünür gelecekte Türkiye "Yeni Anayasa" arayışlarını, küresel krizin dayattığı "durgunluk tehlikesi" ile pazarlık unsuru olarak tırmandırılan "terör riski" çerçevesinde sürdürecek gibi.
Bu açıdan bakıldığında, "bölünme sendromuna" kapılmamak, terörün tuzağına düşmemek gerek. Bingöllü bakanın, kendi seçim çevresinden yansıttığı gözlemleri de aynı doğrultuda... "Bölge halkında ayrılma eğilimi yok. Aksine halk daha da gelişmiş bir ülkede kültürel değerlerini koruyarak yaşamak istiyor. Geçmişte birçok ayıp yaşanmış. Bunun psikolojisi hâlâ hâkim. Lakin bugünün Türkiye'si dünden farklı. Eskiden Kürt kelimesini telaffuz etmek bile hadiseydi. Şimdi ret ve inkâr politikası yok. Elbette atılması gereken adımlar var."
***

Yazımızın son bölümünde, devletteki çalışma tarzında gözlediğimiz değişikliklere değineyim...
* 5 yıllık kalkınma planı modeli tarihe karışıyor. Süresi 2013'te biten kalkınma planının ardından, AK Parti'nin 2023 stratejisi ile uyumlu 2013-23 dönemini kapsayan 10 yıllık plan geliyor.
* Teşvik sistemi yenileniyor. O siyasi hesap, bu çekişme zihniyetine prim verilmiyor. Bölgelerin rekabet gücünü artıracak, ilçe bazında sonuçlar doğuracak yeni bir model inşa ediliyor.
* Bir yıl yüksek büyüme, ertesi yıl negatif büyüme tablosu istenmiyor. Global koşulların darlığında dahi "5 ve 5" arzusu canlı tutuluyor. Yani yüzde 5'i aşmayan enflasyon, en az yüzde 5 büyüme!
* Ve son husus! Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın çalışması. İthal malların ülkede üretilebilmesi, rakiplerin girdiği pazarlara fiyat ve kalite avantajı ile Türk mallarının sunulması, girdi tedarik sistemi sayesinde göz göre göre verilen cari açık kanamasının durdurulması!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA