Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Erdoğan ve 3 dönem kriteri

Bazı hassas sorular vardır, yanıt vakti yaklaştı mı merak içten içe artar. Tıpkı bugünlerde başlayan AK Parti kongre süreçlerinde olduğu gibi. "Acaba AK Parti Tüzüğü'nde değişiklik olur mu?"
Öyle ya, tüzük gereği üç dönem üst üste milletvekilliği görevi üstlenenlerin en az bir dönem ara vermesi gerekiyor. Ve herkes biliyor ki Başbakan Tayyip Erdoğan, bizzat ilan ettiği bu kriterle kendisini bile bağlamış görünüyor. Aslında parti kurmayları da taban da Erdoğan'ın aktif siyasi sürecin kıyısına çekilmesini istemiyor. Hatta bir adım ileri gidenler, ara formül için kafa yoruyor.
Peki ne olacak?
Bu konuyu, G-8 Marsilya Zirvesi'nden dönüş yolunda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'la konuştuk. Babacan, siyasi meselelerde bağlayıcı yorum yapmayı seven bir bakan değil. Ama bu kez topa girdi. Anlaşılan o ki iç ve dış çevrelerin neticesini heyecanla beklediği bu konu seçimden hemen önce partide ele alınmış. Nitekim Babacan, tüzükte esneme sinyali vermedi. Başbakan Erdoğan'ın nerede ve hangi konumda bulunursa bulunsun "Doğal lider" olmayı sürdüreceğini hissettirdi. Ve dedi ki...

***
"Üç dönem kriteri çok kat'i. Bu ilkeden vazgeçemeyiz. Aksi halde kurumsallaşmadan bahsedemeyiz. Seçimden iki ay önce yine konuştuk. Başbakanımız önemli olduğunu söyledi. Bana kalsa, 'Askerlik gibi terhis olalım bu işten, ben ticaret hayatıma devam edeyim' derim. Bugün Bakanlar Kurulu'nda 25 isim var. 21'i yeni. İlk dönemden 4 kişi kalmışız. Meclis grubu da yenilendi. Gruptan yeni bir kadro çıkar. Üç dönemi dolan arkadaşlardan bazılarının genel başkan yardımcılığının önünde engel yok. Partide görev almaları mümkün. İki yıl sonra meclis yönetimi değişiyor, kabine değişimi de normal olur. Köprü isimler gelir. Siyaset, profesyonel meslek gibi düşünülmemeli."
***
Dikkate değer diğer husus, "Terörün ekonomiye etkisi!" Babacan,
"Terör sorunu, dünyada Türkiye'nin risk algılamasını etkilemiyor" görüşünde. Terörün bölgesel kalkınmayı olumsuz etkilediğini vurgulamakla birlikte şu kararlı tutumu yineledi:
"Demokratikleşmede, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nde, yatırımlarda geri adım atmayacağız. Çünkü biz bunları 'al-ver' konusu olarak görmüyoruz. Her şartta halka hizmet götürülecek."
***
Yakın zamanda tartışılacak bir başka başlık da "Kıdem Tazminatı Fonu." Kâğıt üzerinde hak gibi görünse de işçilerin ancak yüzde 8'i resmen bu haktan yararlanabiliyor. Hükümet hem işçiyi emeklilik döneminde garanti altına alacak hem de şeffaf biçimde izlenecek bir sistem düşünüyor. Babacan diyor ki:
"10 yıl çalışan bir işçi hakkını alabiliyorsa, büyük ihtimalle harcıyor. Emekli olduğunda ise geliri azalıyor. Bu nedenle biriken kıdem hakkının bir kısmına emekliliğe kadar dokunamaması gibi seçenek de var. Bu model İşsizlik Sigortası Fonu gibi olmayacak. Bireysel hesap açılacak. Çalışan internetten girip, hesabını günlük izleyebilecek."
***

Ve "Bedelli askerlik" lobisi. Babacan, şu görüşü savunuyor:
"Bedelli, sadece mevcutların askerliği ile ilgili değil. Gelecek kuşakları da etkiliyor. Onlarda, askerliğini erteleyerek ileride bedelli çıkması beklentisi yaratıyor. Bir düzenleme yapılacaksa genel süreyi kısaltmak daha adil."
Bakan, bu arada şu ilginç bilgiyi de bizimle paylaştı:
"Kız kardeşimin eşi Şırnak'ta askerlik yaptı. Genel cerrahtı ve çatışma bölgelerine gidiyordu. Bindiği helikopter defalarca saldırıya uğradı. Kız kardeşim de genel cerrah. O da mecburi hizmetini doğuda yaptı ve Ankara'ya daha yeni gelebildi. Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay'ın kızı da şu anda merkezden uzakta bir yerde zorunlu hizmetini yapıyor!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA