Türkiye, öyle bir ülke ki nerede olursanız olun, bir yönüyle sizi mutlaka yakalıyor. Geçen hafta Avrupa Parlamentosu'ndaki "vize oturumunu" izlemek üzere gittiğimiz Strazburg'da olduğu gibi... AB'nin Türk vatandaşlarına uyguladığı çifte standardı tartıştığımız günün akşamında, kaldığımız otelin lobisinde CHP'li Umut Oran'a rastladık. Yeni CHP'nin Umudu, son operasyonla yönetimin dışında kalsa da parti üzerinde kafa yormaya devam ediyor. Edindiğim izlenim, CHP'deki kabuk değişiminin "tüzük değişimine" endeksli olduğu şeklinde. Lakin Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve ekibi en azından 2014 yerel ve 2015 genel seçimleri için iki şans daha kullanma niyetinde. Bu nedenle, örgüte mutlak hâkim olma kaygısı, partinin yapısını yenileme gereğinin önüne geçmiş gibi. Kısa vadeli kazanım uğruna, sanki uzun vade heba ediliyor.
Oran, üslubuna dikkat eden bir siyasetçi. Kızgınlık veya kırgınlık içinde konuşmuyor. Diyor ki... "Tüzük çalışması bizim için tramplen olabilir. Zira, son seçimdeki oyumuz başarı değil. Haziran 2010'da AK Parti ile CHP arasındaki makas 7 puandı. 2011'de 25 puan oldu. Bunu iyi etüt etmek lazım. 'Kılıçdaroğlu başarılı oldu mu?' derseniz, bence, 'Türkiye'yi üç kez turlayıp, formasının hakkını verdi.' Şimdi kurumsallaşma zamanı. Kemal Bey de yetkiyi örgüte yaymayı hedefliyor. Bunun için tüzük önemli. Mayıs 2012'de kurultayımız var. Genel başkan, kurultayı erteleme yetkisine de sahip. Ama örgüt, kurultayın zamanında yapılmasını bekliyor. Kurultay gecikirse partideki katmanlar kıpırdayabilir. Bu da birikip depreme yol açar. Parti katmanlarındaki kabarma dikkate alınmazsa alternatif birliktelikler de doğabilir. Lider, tüm bunları görerek nabız tutmalı!"