Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Enflasyon nerede gizleniyor?

Merkez Bankası'nın kararları farklı nedenlerle eleştiriliyor. Faiz hadlerinin yanlışlığı da savunuluyor, finansal istikrarı kollama adına geliştirilen rezerv opsiyon mekanizmasından yansıyan sinyallerin karmaşıklığı da. Banka'nın öncelikli görevi "fiyat istikrarını" korumak. Destekleyici bir amaç olarak finansal istikrarı da gözetiyor. "Küresel riskler, sıcak para akışı, kredi genişlemesi, iç ve dış talepteki canlılık, tasarruf eğilimi, üretim çıktıları, stoklar, istihdam maliyetleri, mali politikalar, siyasal gelişmeler, beklentiler..." derken aynı anda onlarca veri, onlarca kaygı, onlarca olumlu gelişme değerlendiriliyor. Ve ülke gerçekleri ile uyumu tartışılan politika duruşu sergileniyor.

***

Ben, öteden beri Merkez Bankası'na en başta değil, en sonda bakılması gerektiğini savunurum. Önemli olan, mali disiplinin sürdürülebilirliğidir. Bir de elde olan ve olmayan faktörler vardır. "Yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki gelişmeler" gibi. Yani, enerji fiyatları ve vergi artışları da sonuca doğrudan etki eder.
Merkez Bankası bu sıralar, finansal istikrarı, fiyat istikrarı ile eş değer görüyor. Hatta "talep, kredi hacmi ve maliye politikaları" açısından işlerin yolunda gittiğini düşünüyor. Dış kaynaklı tehditlere ve kısa vadeli sermaye girişlerine karşı daha duyarlı olduğu izlenimini veriyor.
***

Bizzat Merkez Bankası'nın çalışmaları bize, enerji ithalatı ile bütçe performansındaki yetersizliklerin topluma nasıl ek maliyet ürettiğini gösteriyor. Örneğin,
* Ocak 2004-Eylül 2012 döneminde gerek tüketici fiyatları gerekse devlet eliyle yönetilen fiyatlar yıllık ortalama yüzde 8.5 arttı.
* Enerji dışarıda tutulduğunda, devletin yönettiği fiyatların artış oranı yüzde 7.4'te kaldı. Bir başka deyişle devlet, bazı mal ve hizmetlerin fiyatını tüketici enflasyonun da altında tuttu ve enflasyon yaratmadı.
* Ama 2005-2012 dönemine odaklanıldığında tablo biraz değişiyor. Bu dönemde yönetilen fiyatlar ve enerji faturası nedeni ile enflasyon en az 2 puan yükseldi. Enerji ithalatından kaynaklanan artışlar hesaba katılmadan bakıldığında, vergi ayarlamaları ve devlet tarafından belirlenen ürünlerin fiyatlarındaki artışlar yüzünden enflasyon 1.3 puan daha yukarıya çıktı.
* Eylül-Ekim 2012 dönemindeki ÖTV ve enerji fiyatlarındaki ayarlamalar nedeniyle de enflasyon en az 2.3 puan arttı. Akaryakıt ve doğalgazdaki zorunlu ayarlamalar hariç tutulduğunda bile devlet, bütçeye gelir yaratmak için vergileri artırmak suretiyle enflasyonu da 1.2 puan yükseltmiş oldu. Özetle...
Merkez Bankası'nın faiz kararları kadar bütçenin seyrine ve yapısal reformlara da odaklanmak gerekiyor. Buna göre,
1- Türkiye, enerjide dışa bağımlılığı azaltmadıkça ve kurda istikrarı yakalamadıkça enflasyonu tek hanede tutmakta zorlanacaktır.
2- Bütçe disiplini korunmaz, verimsiz kamu harcamaları kısılmaz veya ekonomik büyüme yavaşlarsa dolaylı vergilere yüklenilir. Dolaylı vergi artışı, doğrudan enflasyon artışı demektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA