İkilem, bir süredir devam ediyordu. Hem teröristle etkin şekilde mücadele edeceksiniz hem de şiddet içermeyen düşüncenin ifadesinin terörle bağlantısını keseceksiniz. Zaten zorluk da burada. Hatta Bakanlar Kurulu'nda ele alınan 4. Yargı Paketi'nin gelip düğümlendiği nokta da orası. Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye hakkında verdiği ihlal kararlarının gözetilmesi gereği. İfade özgürlüğünün kullanım biçiminin terörle, şiddetle, silahla, kanla irtibatı olup olmadığını çağdaş bir anlayışla yorumlama çabası...
***
Peki, bu konuda bir gelişme beklenebilir mi?
Doğrusu, ümit ışığı öylesine cansız yanıyordu ki kolayca "
Evet" demek mümkün değildi. Ta ki Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç'ın, haftasonu verdiği mesaja kadar. Arınç, TOBB Medya ve İletişim Meclisi'nin "
Yeni Yüzyılda Medya ve İletişim" konulu arama konferansının kamuya açık bölümünde önemli değerlendirmeler yaptı. Arınç, "
Bir yazı, bir bildiri, bir konuşma şiddete ve silaha teşvik etmiyorsa, o bildirinin tamamından böyle bir amaç çıkmıyorsa sadece düz ve net ifadelerle propagandaya yönelikse, suç olmaktan çıkarılabilir!" dedi.
***
Gel gör ki Adalet Bakanı
Sadullah Ergin'i düşünmeye iten kaygılardan, Arınç da tümüyle sıyrılabilmiş değil. Gerçekçi olmak gerekirse mevcut ortamda siyasetçinin risk almasını beklemek de iyimserlik olur. Nitekim Arınç, "
Bu tarifi yapıyoruz ancak bunun çok kapsamlı düşünülmesi lazım. Çok merhametli bir düşünce olabilir ama..." demekten kendini alamadı. Sonra... "
Terör gibi bir baş belasının olduğu, yazdıklarıyla, çizdikleriyle terör örgütüne destek olan, cesaret veren birtakım olguların yaşandığı Türkiye'de" diyerek, propagandanın terörle irtibatının incelenmesi gerektiğini de kayda geçirdi.
Ancak... Tüm kaygılara rağmen, "
2013'te ifade özgürlüğü" başlığının öncelikli gündem olacağı, ezber bozan adımlar atılacağı şimdiden hissediliyor!
