Türksat'ın bilişim söyleşilerindeyiz. Cebit Bilişim Eurasia bu yıl; "hedefi kaçırma ihtimaliniz yok, çünkü hedef size geliyor" mottosuyla yapılıyor.
Hedefin bize doğru geldiği kesin de "hedefi kaçırma" ihtimalimiz, sahiden "yok" mu?
Ben aynı kanaatte değilim. Bilişimin şekillendirdiği son 20 yılda hayatımıza giren yeni kavramlara, kurumlara bakınca, pek çok alanda hedef ıskaladığımızı görebiliyorum.
Bu süreçte yapabildiğimiz her şeyin başına "e" getirmek oldu.
e-devlet, e-ticaret, e-eğitim, e-banka, eseçim.
Siz de her ne yapıyor olursanız olun, önüne bir "e" getirip biraz da teknolojiye para harcayarak, bu "modernite trenine" binebilirsiniz. Ancak bilgi üretemiyorsanız, bu tren sizi nereye kadar götürür?
İş dünyasının üretim süreçlerine teknolojiyi dahil etme anlamındaki e-dönüşüm projeleri, bana göre en hayırlı "e"-leştirme oluverdi. Firmalarımız verimlilik, kaynak kullanımı, müşteri gibi alanlarda başarılı adımlat atabildiler.
Ancak her okula bilgisayar koyarken, öğretmeni dönüştürmeyi unuttuk, "kopyala yapıştır" nesli oluştu.
Mesela evimiz, cebimiz, işyerimizi "bilgisayar manyağı" yaptık, "en süperinden" cihazlara milyonlar akıttık fakat hâlâ kilosu 1-10 dolar arasında mal üretebiliyoruz.
Bilgi, yerinde "sayar"sa, bilgisayar, bundan para kazanan ulusların "hedefi" olursunuz.
Hedef üzerimize geliyor ne kelime? Bilginin, teknolojinin tüketicisi haline getirilerek, "üzerimizden" silindir gibi geçtiği ortada.