Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Altın yumurta

En büyük dış ticaret ortağımız Avrupa'daki durgunluğa rağmen, hazır işler yolunda gidiyorken ihracatın hal ve gidişatını gözden geçirmekte fayda var. Neticede vites küçülten Türkiye'de büyümenin dinamosu ihracat ve cari açığın gerilediğini gösteren son rakamlar, altın yumurtlayan tavuğumuzun sağlığına özen göstermemizi şart koşuyor.
Yılsonu 150 milyar $ hedefi tutacak, eylülde %7.4 arttı, durgun AB'ye hâlâ mal satıyoruz... Peki, sorun nedir? Sorun altın yumurtlayan tavuğun yemine dairdir. Sürekli altın yumurtlamasını sağlamanın ötesinde, her yumurta için, ülkenin önüne koyduğu yemin maliyetine dairdir.
İhracattaki talebin sürdürülebilir kılınması için yığınca tedbir alınıyor, öneriliyor, geliştiriliyor. Niceliğiyle kısa dönemde cari açığı azaltan, ülkeye döviz sağlayan ve büyümeye katkı veren ihracatın, nitelik sorunlarını neden konuşmuyoruz?
Altın yumurtanın büyüklüğü yetmeyebilir. Bunun için tavuğun önüne koyduğumuz darı (ithalat) göz önüne alındığında, kazandıran ihracattan söz edebilmemiz için sattığımız malların niteliğini artırmak, katma değerini tırmandırmak zorundayız.
Eğer yumurta sayısı üzerinden geleceğe bakarsak, krizde dahi artabilen ihracatın, 11 yıl sonra 500 milyar $'a ulaşması pekâlâ mümkündür. Sorun tam da bu hedefi tutturduğumuzda şekillenebilir ve altın yumurtlayan tavuğun ülkeye maliyeti şayet 1.5 trilyon $'lık darı (ithalat) ile mümkün olabiliyorsa, düşünmek gerekir.
Kilosu 1.5 dolarlık altın yumurtlayacak diye kilosu 3.5 dolarlık yemle beslenen tavuğumuzu, kendi elimizle kesmenin bir yolu da "ihracatın nicelik, katma değer sorununu" konuşmayışımız, buna dair çare üretmeyişimizdir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA