11 Eylül'de dünyanın ekseni kaydı... Türkiye, bu dönemde dersini çalıştı ve 10 yılda turizmde sınıf atlamayı başardı. Şimdi, buna bir de Yunanistan'daki kriz eklenince, "Bacasız sanayi" turizm şahlandı.
Dış politikada "Komşularla sıfır sorun" diyoruz. Arabasına binen İranlı, Iraklı ve Suriyeli soluğu Türkiye'de alıyor. Uçaklar tıklım tıklım. Ülke turist kaynıyor. Yollarda yabancı plakalı araçlar sıra sıra dizilmiş. Antalya, Mersin, Gaziantep'teki alışveriş merkezlerinde iğne atacak yer yok... Peki, kitle turizminin başkenti Antalya, bu fırsatı kazanca dönüştürdü mü?
***
İşte bu soruya bir çırpıda "evet" diyemiyorum. Çünkü komşularımız uçağa binmiyor!.. Türkiye, dünyaya 12 kapıdan açılıyor... İlk 5 ayda karayoluyla gelen turist sayısındaki artış ortalama yüzde 70'i buldu. Türkiye, yeniden gözde "transit geçiş ülkesi" oldu. Açılan duble yollar, geçen herkese, "doğru iş yaptık" dedirtiyor. Yabancı ise geliyor, alışverişini yapıyor, en fazla 2 gün konaklayıp gidiyor.
Oysa kazanç konaklamada...
Bu yüzden ziyaretçi sayımız artarken, tıpkı ihracatta olduğu gibi gelirimiz artmıyor. Yani, fırsat kazanca dönüşmüyor.
***
Ortadoğu'dan gelen turistlerin gezisi çoğunlukla Gaziantep, Mersin, Adana ve Antalya ile sınırlı. Bölgedeki turizmciler, ilginç değerlendirmelerde bulunuyor.
"Ülkesindeki benzinin üç katı fiyatına kimse benzin almak istemiyor. Biz, nasıl cebimizi düşünüyorsak onlar da cebini düşünüyor. O yüzden turistler çok arzu etmelerine rağmen daha öteye geçemiyor" diyorlar. Dert var, dermanı turizmci anlatıyor: "Yabancı plakalı araçlardan vergi alınmadan benzin satılsın. 3 kuruştan 300 kuruş kazanalım..."
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in dikkatine...
***
Antalya'daydık...
Antalya Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatır, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı davet etmiş. Fırsat bulunca Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'la sohbet ettik. Turizmcilerden çok umutlu...
"Bu sektör dünyada 5 yılda 5'inciliğe oturacak ve İngiltere'yi sollayacak" dedi.
Atalarımız, "Demir tavında dövülür" der. Hazır bölgede böyle bir canlanma varken, Turizm ve Kültür Bakanlığı, "2023 Turizm Stratejisi"ni acilen güncelleştirmeli. İran, Irak ve Suriye'den oluk oluk turist gelirken vakit kaybetmeye gerek yok. Bir an önce Doğu ve Güneydoğu'yu cazibe merkezine dönüştürmeliyiz.
Zaten AKTOB Başkanı Çorabatır öneriyor: "Disneyland'ı, Berlin Hayvanat Bahçesi'ni ya da Las Vegas'ı niye Gaziantep, Hatay, Erzincan ya da Urfa'ya taşımayalım!"
Teröre karşı en güzel silah bu değil mi?
