Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Nükleerde stratejik manevra

Sürekli nükleer enerjiyi konuşuyor, bir türlü beklenen adımı atamıyoruz. Nükleer santral yapmak sıradan bir iş değil ki!.. Büyük finansman ister, güçlü lobicilikle yürür, büyük iştir.
Nükleer Enerji Kanunu ve yönetmelik çıktı. İhale yaptık, olmadı, "hükümetlerarası anlaşmaya" döndük. Şimdi soru şu: Nükleer enerjide yolun neresindeyiz? Önce Rusya yolculuğu.
15 milyar dolar olacağını tahmin ettiğimiz Mersin Akkuyu Santrali'ni Rusya'nın milli şirketi ROSATOM yapacak.
Ruslar, Türkiye'de yeni bir şirket kurmaya çalışıyor. Önümüzdeki ay şirket kuruluşu tamamlanacak. Bu şirket lisans için başvuruda bulunacak. Lisans alma yolculuğu bir yılı bulabilir.
İnşaatı kim yapacak, fiyat ne olacak, yerli ortak nasıl seçilecek?
Tümüne Rusya karar verecek.
İnşaatın 6 yıl süreceği tahmin ediliyor. İşte Türkiye, en erken 2019'da ilk nükleer santraline kavuşacak.

***
Tartışmasız, nükleerde "Rusya" stratejik ve doğru bir seçim. Doğruluğun nedeni, doğalgaz, petrol ve boru hatları güvenliği!.. Rusya, petrol, doğalgaz ve boru hatları konusunda bize rahatlık sağlıyor.
Siyasi irade, Rusya'yla imzalanan "nükleer anlaşma" yoluyla bölgedeki "siyasi gücünü" yükseltmek istiyor. Neticede nükleer santral kararı tamamen siyasi tercihlerle ilgili... Türkiye kararlı, nükleerde, "ABD ve AB" dengesini dikkate almıyor.
Bu yaklaşım Sinop'ta kuracağımız ikinci nükleer santrale damgasını vurdu. Santrali yapacak ve işletecek ülke olarak Güney Kore'yi belirledik, şirketi KEPCO ile ön anlaşma yaptık. Yatırımın tutarı şimdilik 20 milyar dolar. Güney Kore, bol bol santral kurmuş ama teknolojisi dünyada yaygın değil.
***
Sekiz ay önce ön anlaşma imzaladığımız Güney Kore yolculuğu tam bir muammaya dönüştü!.. Güney Kore, büyük ortağın Türkiye olmasını istiyor. Hazine ve fiyat garantisi talep ediyor.
Düğüm, G-20 zirvesinde iki ülkenin liderlerinin yapacağı görüşmede çözülecek.
Kulislerden yansıyanlara göre, bu yolculukta farklı modeller gündeme gelebilir.
Peki, Güney Kore olmazsa ortaya atılan "Japonya modeli" tutar mı?
İşin uzmanları, "Güney Kore neyse, Japonya da o!" diyor. Japonya nükleer teknoloji açısından çok güçlü değil. Kazan üretiyor. dört yıl sonrasına sipariş veriyor. Keşke, teknolojisi Kanada ve Rusya'dan daha iyi ve uygun olsa!..
Japonya tercihi olsa olsa, "stratejik bir manevra" olur!.. Böyle bir seçimin ne bölgesel, ne AB, ne de ABD politikamıza bir yararı var.
Ancak bizim üzerinde durmak zorunda olduğumuz konu, Güney Kore'nin "ağır sulu teknolojisi."
Bu teknoloji bize uygun mu? Niye hafif sulu teknoloji değil?
Eğer Sinop'a bu teknoloji kurulursa, Karadeniz'in suyu ısınır mı?
Doğal denge bozulur mu?
Bunları tartışmak daha da önemli!...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA