Lig atlamak isteyen ülkeler türbülansa girdi, zenginler kulübü yaz partisine hazırlanıyor. Yeni bir dönem başlıyor. Özelliği, her ülkeyi veri bağımlısı yapması. ABD'nin büyüme verisiyle yatıyor, istihdam verisiyle kalkıyoruz.
Eylülün ilk haftasında gelecek ABD işsizlik rakamları ya derin bir ohh çektirecek, ya da ortalığı yine altüst edecek. Oysa bedava para hikâyesi, 13 yıl önce, eylülde İkiz Kuleler'in saldırıya uğramasıyla yazıldı. Süper güç perişan oldu. Halkın moralini düzeltmek için para musluklarını açtı. "Haydi bol paraya koşun" dedi.
2008'de Mortgage balonu patlayıncaya kadar herkes mutlu mesut yaşadı. Patlayan balon dünya ekonomisini de patlattı. ABD Merkez Bankası FED, beş yıldır para basıyor. Şimdi "suyu biraz kısacağım" dedi. Bedava para ile beslenen Hindistan, Çin, Brezilya, Malezya, Endonezya, Türkiye gibi ülkelerde ortalık birbirine girdi. Yine eylül yine sıkıntı. Yine eylül sendromu.
***
FED, eylül-aralık döneminde her ay yaptığı
85 milyar dolarlık tahvil alımını büyük ihtimalle
20 milyar dolar azaltacak. Eğer ekonomik büyüme sürer ve işsizlik azalırsa, 2015'ten itibaren
sıfır faiz politikasına son verecek. Bu da "
Daha uygun fiyat, daha yüksek büyüme" paketini satarak ucuz parayı çeken ülkelerin cazibesini yok edecek.
Piyasalarda korku ile hırs kardeştir. Yaşanan büyük korkunun kaynağı bu. Çünkü gelişmekte olan ülkeler dalga yönetecek. Gelişmiş ülkeler bilime, teknolojiye, insan kaynağına yatırım yapıp, büyüyecek. Gelişenlerle, gelişmiş ülkeler arasındaki fark korunacak.
Gelişmekte olan tüm ülkeler artık kocaman bir aile! Bu
büyük ailenin hikâyesini FED Başkanı
Bernanke bitirdi. Şimdi aile bireyleri istikrar adasına dönüşmek için yeni bir hikâye yazmak zorunda.
***
Örneğin Türkiye... Üç ayda dolar
yüzde 8 prim yaptı. Psikolojik sınır
2 TL'yi aştı. Modern devalüasyonu izliyoruz.
33 milyar dolarlık gol yedik.
Hacimsiz tahvil- bonoda 17 seanstır satış var. Faiz çift hane. Risk primimiz
üç katına çıktı. Toplam dış yükümlülüğümüz
420 milyar dolar. Özel sektörün
125 milyar dolar kısa vadeli borcu var. TL'deki değer kaybı TL borcumuzu katladı.
Evet, bol para çekiliyor, paranın maliyeti artıyor. Kısa vadeli finansal dalga kaçınılmaz. FED, Gezi, Suriye, Mısır derken dünya sahnesindeki spotlar olduğu gibi bize çevrildi. Nedense en büyük dalgayı yine biz yedik.
Balonlar bir bir sönüyor. Artık "bize bir şey olmaz" tavrını bir yana bırakalım.