Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İzin de yok, koruma da...

Çocukluğumdan hatırlıyorum, Kars'ın 40 kilometre uzağında 'İnsanlığın Korunmaya Değer 100 Eseri' arasında yer alan ve onlarca uygarlığa ev sahipliği yapan 'dünya şaheseri' bir şehir var. 'Ani' şehri. O şehirdeki tarihi yapıların talan edildiği, sökülen taşların çevre köylerde çirkinlik abidesi yapılarda kullanıldığı hep anlatılırdı. Yıllar geçince bu ' tarih yağmacılığı'nın sadece o bölgeye özgü olmadığını yaşayarak gördüm. Oysa onların geleceğe taşınması için ciddi isimlerden oluşan ' Anıtlar Kurulu'muz vardı. Onlar koruma kurallarını zorlaştırdıkça biz yok ettik. Ve sonunda bugünlere geldik.
Geçtiğimiz günlerde Sinan Çetin'le İstanbul üzerine konuşunca sözü Anıtlar Kurulu'na getirerek şöyle dedi: "Gecekondu serbest, güzel bina yapmak yasak. Saçma sapan bir şey Anıtlar Kurulu. Anıt olmayan ülkede Anıtlar Kurulu olur mu?"
Sokaktaki insanından aydınına İstanbul'da yaşayan herkesin kafasında Anıtlar Kurulu'na ilişkin bir soru işareti var. En yalın haliyle şu kanaat çok yaygın: "İzin de vermiyor korumuyor da."
Kültür ve tabiat varlıklarını koruma ve bu amaçla tescil etme yetkisi bu kurullarda. Ancak bu yetkinin kullanımında sorun var. Bu sorun da ciddi
bir paradoks yaratıyor. Hem tarihi alanlara dokundurmamak için akla gelmedik engeller çıkarılıyor, hem de her türlü tarihi eser tahrip ediliyor. Arşivler bu konuda sayısız örnek sunuyor. Alın Süleymaniye bölgesini. UNESCO'nun 'Dünya Mirası' listesinde yer alan Süleymaniye'de son on yılda aynı mahallede 50'ye yakın ahşap bina ya yandı ya da yakıldı. Yerine ise otopark yapıldı. Kurulla, arsa veya bina sahipleri arasında ciddi problemler yaşanması akla hayale gelmeyen yöntemlerin devreye girmesine neden oluyor.
Bir başka örnek; Kadıköy Söğütlüçeşme'de Salı Pazarı'nın kurulduğu alanla ilgili. Yaklaşık 10 yıldır Büyükşehir Belediyesi buraya yönelik bir proje geliştiremiyor. Nedeni Anıtlar Kurulu. Gerekçe ise ilginç: 'Burası Kuşdili Çayırı' Bir belediye yetkilisi şöyle diyor: "Ortada ne çayır var, ne de kuş. Ama biz bunu yıllardır anlatamadık." Her iki yerin de bugünkü hale gelmesinde kuşkusuz hepimizin suçu var.
Ama bu ortamın yaratılmasında 'Tek çivi çakılmasına izin vermeyen' zihniyetin hiç mi katkısı yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA