Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Ahmet Kaya'nın "Son Turnesi"

Son günlerde çevremde sık sık Ahmet Kaya'nın sesini duyuyorum.
Ya bir radyoda çıkıyor karşıma, ya bir arkadaşımın CD çalarında… En son Londra'da Mandarin Otel'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü gazetecilerle beklerken, Fehmi Koru iPad'ni açıp teknolojinin nimetlerinden nasıl yararlanılması gerektiğini anlatıyordu.
Birden o hüzünlü ses yükseldi:
"Beni burada arama anne, Kapıda adımı sorma, Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne, Ağlama…"
Bir süre de olsa iPad'den Ahmet Kaya dinledik.
Sonra döndüğümde masamda "Ülkemde Son Turnem" adı verilen DVD'yi buldum. Altında kızı sevgili Melis ve eşi Gülten Kaya'nın imzası var. Açıp dinlediğimde yutkunamadığımı, boğazımın düğümlendiğini hissettim. Sanki hiç ölmemiş gibi karşımdaydı. Zaten sesiyle, öfkesiyle, sözüyle hep öyle kalacaktı benim için…
Anadolu'nun dört bir yanında çıktığı konserlerinde isyanını, öfkesini her anlattığında tepki değil, halkın alkışlarıyla karşılandı.
"Merhaba Gözüm" deyişindeki samimiyetiyle Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, solcusu, dindarı, ülkücüsü sevdi onu.
"Ülkemde Son Turnem"le bize ulaşan mektubunda şöyle diyordu:
"Sizlerden ayrıldığım o şubat gecesinden önce; yani toprağa, suya, güneşe, sizlere gülümsediğim zamanlarda gerçekleşmişti bu turne… Ceplerimde tomurcuklarını taşıyordum ülkemin; evime dönüp kendi tomurcuğumu, Misimi-
Melis'imi kokluyordum.
(…)
Daha fazla yaralanmamak için, kendimi ve sesimi yollara vurup el yurduna düştüğüm günden beri gözümü ayıramıyorum oradan…
(…)
Diyeceğim şu, ey hayat ve ey bu şarkıların bugüne kadar ki taşıyıcıları, yani gerçek sahipleri;
Ben orada kaldım!"
Bu satırları ve DVD görüntülerini yeniden yeniden, içimde uhde kalmış bir hasretle okudum, izledim ve dinledim.
Fransa'ya gitmek zorunda kaldığı o hain günlerde geç aradığım için söylediği o sözleri ise hiç unutamadım:
"Nasıl aramazsın beni…"
Gerekçelerim, pişmanlığım o gönül kırıklığını gidermeye yetmedi. Sonra da onu kaybettik. Tam on yıl önce bugün bu toprakların barış çocuğunu, linç girişimiyle gitmek zorunda bırakarak ölümünü hazırladık.
Şimdi geriye dönüp baktığımda sadece Sezen Aksu'nun o dizeleri geliyor aklıma:
"Masum değiliz… Hiçbirimiz…"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA