Kimse kusura bakmasın!
Herkes istediğini söyleyebilir, ben de her zaman fikrimi söyleyeceğim. Başka türlü ben olamam.
Üstelik bu kamburu da bir ömür üstümde taşımaya niyetim yok! "Geçmiş geçmiştir, bugün bugündür, Allah'a bin şükür kalemim lekesizdir" dedikten sonra, dirsekleri sıvayıp yazıma başlıyorum.
Bismillah!
Önce güzel sözler gelsin.
Sezar'ın hakkı Sezar'a verilsin.
Okan Bayülgen benim her daim merakla takip ettiğim bir televizyoncudur. Üniversite yıllarından beri izlerim, geceleri uykusuz kalırım.
Bunu benim söylememe gerek yok; müthiş bir yetenektir.
Sevseniz de sevmeseniz de ekrana çıktığında kayıtsız kalamayacağınız yüzlerden biridir o.
Ne zaman evde olsam Okan Bayülgen' in programına ille de göz atarım. Özellikle pazartesi geceleri hazırladığı "Muhabbet Kralı" bence televizyonlarımızdaki çok büyük bir açığı kapatıyor.
Yürekten ve ayakta alkışlıyorum.
Fakaaat! Okan'ın bu "En iyisi benim, geri kalanların topu salaktır" anlayışına sinir oluyorum. Her zaman bu konuda ters düşmüşüzdür zaten.
Buyrun işte, en son geçen pazar gecesi Acun Ilıcalı'ya taktı. Yine, yeni, yeniden.
Acun lümpenmiş, lümpenler için program yapıyormuş.
Özetle; "Acun bulunduğu yeri hak etmiyor, o zaten cahilin teki, şu salağın yaptığı programa bak, kendini ne zannediyor, üç kuruş beyniyle kime ne satmaya kalkıyor" çekiyor Okan!
Acun'u ve programlarını küçümsüyor, reytinglerin tepesinden inmeyen programlarını ve onları izleyenleri yani bizleri de sağ olsun "salak" ilan ediyor.
Dün Cengiz (Semercioğlu) ne doğru yazmış; "Senin o 'lümpen seyirci' dediklerin seni de izliyor, sanki sen ekranda sanat yapıyorsun Okan" diye.
"Okan işte" deyip geçeceğim. Biz izleyicileri olarak onun kendisinden gayrı, popüler kültüre ait hiçbir başarıyı başarıdan saymamasına alıştık nasılsa.
Fakat söz konusu Acun olunca iki çift lafım daha var.
Okancığım, Acun Ilıcalı Türkiye'nin sevgilisidir. Sen ister kabul et, ister etme Acun başarılıdır. Çünkü haddinden fazla çalışkandır, çünkü işinde detaycıdır, çünkü televizyon işini çok iyi bilir.
Ve Acun çevresindeki herkesin fevkalade sevdiği bir insandır. Durup dururken de kimselere saldırmaz, işine bakar.
Her kuşun eti yenmezse eğer, Acun'a da saldırılmaz! Saldırırsan da böyle komik duruma düşersin.
Ve eleştirinin yersizi, dozu kaçmışı, haset ve kin kokanı hakarete girer. Hiç sanatsal bir durum değildir yani.
Baştan aşağı kangren olmuş bir ruh halidir.
Hem Acun'a hem milyonlarca izleyicisine hakaret etmeye kimsenin hakkı yoktur!