Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Koparılan çiçekler olsa da...

Artık anlıyorum...
Artık iliklerimde hissediyorum...
Artık aynaya baktığımda görüyorum...
Evet! "30 olmak" diye bir şey var!
Erkekler için belki de bu 40'ta anlaşılır fakat biz şehirli kadınlar için 30 olmak bambaşka.
Ne 28, ne 29!
Aynada bambaşka bir kadın var, içinde güzel bir şeyler var sen 30 olduğunda...
Hep söylerlerdi inanmazdım, burun kıvırırdım. 29 ile 30 arasında ne değişecekti ki. 1 yıl ile hayatımda devrim mi olacaktı? Saçmalıktı!
Al sana saçmalık!
Zaten neye burun büksem, gümbür gümbür başıma geldi şu zamana kadar!
Evet ben dolu dolu bir otuzum.
Ve farkındayım, artık yepyeni bir Ayşe'yi taşıyorum içimde.
"İyi ki varsın" diyebilecek,
İkiletmeden "Hadi yok ol da gözüm seni görmesin" çekebilecek,
Kırgın gönlüne rağmen "Hem aldığın, hem çaldığın helal sana" buyurabilecek, sonsuz endişeyi gönül ferahlığına çevirebilecek,
Hüzünlerden gülümseme çıkarabilecek, geçmişe sırtını dönüp gelecekten endişe etmeyi bırakabilecek, anın keyfini sürmeyi seçecek bir Ayşe!
Bu kadar mı? Hayır! Eksiği yok fazlası var bu 30'luk kadında. Herkesin kurallarına uymaktan vazgeçip, kendi kurallarını koyan bir kadın o!
Ona dikte edilen "ahlak kurallarının" bugüne kadar hayrını görmediğine uyanıp, kendi "mutluluk kurallarını" baştan yazan bir kadın.
Kendi adını kendi koymayı seçen bir kadın.
Sevgisini ve nefretini söylemekten çekinmeyen bir kadın.
Sınırsızca sevmek kadar, kendine sevmemek hakkını da biçebilen bir kadın.
Eskiden herkes onu sevmezse dünyada bir işi olmadığına, eksik kaldığına inanırken şimdi sevilmemeye izin veren, değer verenleri başının üstünde taşımadan edemeyen bir kadın...
Kadın olmanın tüm armağanlarını şerefle kabul eden bir kadın.
Âşık olmaktan utanmayan, aşkını saklamayan, reddedilmekten gocunmayan bir kadın.
Çünkü "o sevdiği içindir bahar, o istediği kadardır güneş", bunu bilen bir kadın.
Ah o yüreğe dokunan şarkıların, o güzel şiirlerin, o kalpten yazıların hakkını verebilen bir kadın.
Tercihlerinden emin olan, istemediklerini özgürce söyleyebilen, nihayet varlığının kıymetine uyanmış, tesadüfen değil, bile isteye içinde bulunduğu durumlara düşmüş bir kadın.
Her geçen gün gülümsüyorum kendime... Bulutlar kalmıyor üstümde günlerce, eskiden gözyaşlarına boğulmama sebep olan şeyler selam verip geçiyorlar kalbime.
Bilemedin, belki bir şarkı ya da bir yazı olup kayboluyorlar evrende.
Laf aramızda kalsın; eskisi gibi katı da değilim artık. Egzersiz yapa yapa esnemek gibi benimkisi.
Bunun adı ne olsun, ne olsun? Hadi diyelim; "hayat egzersizi".
Gençliğimi yiyen "-meliler", - "malılar" sözlüğümden çıktılar bu sene. Hani 30 oldum ya...
30'dan beri isyanlarım, kızgınlıklarım, nefretlerim yerini samimi anlayışlara, derinden kabullenmelere bıraktılar.
Sanırım ve de çok şükür zorla güzellik olmadığını ancak 30'umda anladım.
Ah keşke birkaç sene önce 30 olsaydım... Hani hep annelerimiz der ya; "Şu anki kafamla senin yaşımda olsam, dünyayı takmazdım" diye. İnsan yaşamadan, elini ateşe sokmadan görmüyor, anlamıyor gerçekleri işte.
Her şey başka olurdu bugünkü benimle.
Mutsuz muyum? Asla!
Pişman mıyım? O da asla!
Bugün 30'umdaki bende neyi sevdiysem, hepsi eski benlerden geldi.
Evet ve de meğer, 30 olmak diye bir şey varmış.
30 olmak güzelmiş. Şimdi diyorlar ki dostlar "35'ine gel, kendini daha çok seveceksin, lokum gibi bir kadın olacaksın".
Korkuyor muyum yaşlanmaktan? Kırışmaktan, yüzümde yer edecek çizgilerden? Hani yolun yarısına varmaktan?
Hayır!
Ben büyüdükçe, ben gördükçe, ben hata yaptıkça, ben ağladıkça, ben acı çektikçe, ben yanlışta oldukça keşfettim kendimi ve sonunda daha çok sevdim bu kızı.
Sevmelerde, terk edilmelerde, yarı yolda bırakılmalarda, yarım kalmışlıklarda hiçbir yanlış olmadığını idrak ettim.
Sertab'ın o harika yeni şarkısında kulağımıza fısıldadığı gibi "yoksa bahçemin eski şanı sebebi koparılan çiçekler" olsa da yaşamak güzel değilse başka ne ki?
Hayatta başımıza gelen her şey bize birer armağan değilse başka ne ne ki?
Biz kendimizi akışa koyvermeyi becerebildikçe, her gün yeni bir sürpriz değilse başka ne olabilir ki?
Bizden ötesi var mı ki?
Not: Yıllık izin sebebiyle bir hafta yokum, dönüşte görüşmek üzere.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA