Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Kanatsız kuşlar gibi

Tevfik Fikret'ten girelim:

"Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem per-ü bâl,

Kendi cevvim, kendi eflâkimde, kendim tâirim…"

Yani, kimseden feyz, kol-kanat istemem; kendi dünyam, kendi göklerimde kendi başıma uçarım, demiş.

Köksüz ve boş bir heyheylenme! Kendine tapınan bireyin cinneti. Tanrısız bir yalnızlıkta kanatsız çırpınmalar ve hüsran.

Hatasıyla sevabıyla Nurettin Topçu bu akıl utulmasına sağlam itirazları olan bir düşünce insanı. Onu okurken bizim Cumhuriyetin kendi çocuklarıyla nasıl cebelleştiğini de görürüz. Çünkü biliyorsunuz herhangi bir dinden olmak mesele değildir, ancak bir filozof Müslümansa kenara atılır, atılmıştır. Hele Batı'yı da bilen bir Allah âşığıysa!

"Büyük mezarların üstünde büyük vatanlar vardır. Büyük ölüleri olmayan milletler ebedî olamazlar. Üzerinde büyük ruhların sevildiği topraklarda ebedi hayat ağacı yeşeriyor, gerçek hayat, gerçek saadet tadılıyor. Onlarsız yeryüzünde yetim yaşıyoruz… Anadolu toprağının altında bize bin yıllık maziden emanet olan ebedi ruhlar bizim varlığımıza karıştırdıkça, ruhlarımıza düşman sefillerin zehirli tesirleri bizi imha edemez… Bizi yaşatan ve ebedi yapan, ebediliğe götüren büyük kervanının başında Mevlânâ'ları, Yunus'ları görüyoruz…"

***

Sen kendi başına çalış didin, tam burs al, git Sorbonne'da felsefe oku. Dön ülkene muallimlik yap, itil kakıl! Tam bir düşünce adamıyla karşı karşıyayız. İsyan ahlâkı, Anadolu sosyalizmi, Mevlâna, baba kitapları.

Onun sosyalizmi, Kemal Tahir'in Osmanlıcı sosyalizmine benzemekte.

Özgürlük, toprak reformu, kooperatifçilik ve eşitlikçilik fikirleriyle, hızlı kalkınmadan çok bölüşüme, pastayı büyütmekten ziyade adil dağıtıma önem vermekte.

O da o yılların Osmanlı yıkımı, balolarla örtünen büyük yoksulluk, ırkçılık, totaliterlik vesaireden etkilenmiştir. Ama kısa sürede bu keten pereden çıkar.

"Batı taklitçiliğinin açtığı hüsran çukuruna yuvarlandığımız bir devirde kültürümüzün çıkış noktası Mevlâna olmalıdır. O, bizim Mesnevimiz vahdet dükkânıdır. Onda Bir'den (Allah'tan) başka ne görürsen, o puttur, der.

Onda Müslüman Türk dünyasının bütün ruhu gizlidir. Felsefemizle güzel sanatlarımızı bu kaynaktan çıkarabiliriz. İlimlerle ahlâkın kaynağı din olduğuna göre, Mevlâna'da İslâm dininin gerçek ve içten anlayışını buluyoruz. O bize dinin statik olan kalıp tarafını değil, dinamik olan özünü tanıtıyor. Onda ruhun gayesi olan hürriyet, Allah'a götüren en doğru yolu kendi içinde bulmaktır. Kayıtlardan kurtulan tam manasıyla hür adam, onun aradığı ideal insandır. Bu yol, İslâm'ın gerçek yoludur…"

Topçu'ya göre Mevlâna gibi Vahdeti Vücud düşüncesini benimsemiş olan mutasavvıflar, âlem ile Allah'ın bir olduğu ve âlemin Allah'tan ayrılmayacağı görüşündedirler. Ona göre yaratıcıyı yaratıktan ayırmak bir tür şaşılıktır!

Dolayısıyla da İslam düşüncesinin kalbine yolculuk, bir nevi sonu olan varlığın, henüz daha hayatta iken sonsuzluğa geçmesi, geçici olandan sürekli olana sıçramasıdır. Ancak bu, rastgele veya gelişigüzel bir sıçrayış değil, bir ruh atletizmidir.

"Şekil ve madde inkılâbı değil, ruh ve ahlâk inkılâbı. Kılık kıyafeti ya da harfleri değiştirmek meselenin özüne dokunmayan bir yenilmişlik psikolojisinin tezahürleri ve galiplere özentili tavırlardı. Çünkü biz Darvinci evrimin bitki veya hayvanları değiliz."

Bize gerekli olan "Ruh ve düşünce devrimleridir…"

Nitekim onun bu temel uyarısına aldırış etmeyen, öyle bir farkındalığa sahip olmayan ve sadece güç arzusuyla yürüyenlerin güce kavuştuklarında sadelik ve paylaşımcılıktan nasıl uzaklaştıklarını buraya yazmak gereksiz faaliyet…

***

Türk aydınının sorunu budur. Ya İslam irfanından kopmuş batı kompleksli bir muhafazakârlık, ya da tam bir İslamofobi.

Yaralı kuşlar gibi düşe kalka gelmişiz bugüne. Kanatsız.

Onu diyorum, definemizi bulup kanatlarımızı takmalıyız…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA