'ASTRONOTU öldürmek' futbol argosunda, topu havaya dikmek anlamına gelir.
Futbol Federasyonu Etik Kurulu, geçen hafta şike soruşturmasında topu aldı Allah'ına kadar havaya dikti. Tabir-i caizse 'astronota nişanladı!' Fondaki şarkı, "Ne şiş yansın, ne kebaptı!" Ardından yayıncı kuruluşun 'sahasında', play-off sistemine geçileceği açıklandı.
Yani, "Bir offff çeksem karşıki dağlar yıkılır," durumu!
Bu 'deve kuşu hali'yle ilgili en şık değerlendirmeyi editör arkadaşım Fikret Eser yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinde tutuklanan MHP lideri Türkeş'in "Fikirlerimiz iktidarda, biz içerideyiz," sözünü ayağında sektirerek, blogunda, 'Aziz Yıldırım içeride, fikirleri iktidarda' başlıklı bir yazı yazdı: "...1980 darbesinden sonra MHP lideri Türkeş, Ecevit, Demirel ve Erbakan gözaltına alınmıştı. Türkeş daha sonra tutuklu yargılandı. O zamanlar demişti ki: 'Biz hapisteyiz fikirlerimiz iktidarda.' Yani darbecilerin faşizan tutumlarından ziyadesiyle memnundu.
Ama niye içeride olduğunu anlamıyordu.
Muhtemelen Aziz Yıldırım da, federasyonun yaptıklarını görünce aynı sözleri mırıldanmıştır. Haksız mı?" (fikreteser.blogspot.com) Bence Fikret haklıydı.
Lakin, federasyonun havaya diktiği top, UEFA'nın duvarına çarptı.
UEFA'nın bariz ofsayt golü saymayacağı anlaşılınca, su alan yandan çarklı 'federasyon gemisi' tornistan yaptı.
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nden men edildi.
Federasyon bu kararı almasaydı ne olacaktı? Muhtemelen UEFA, diğer takımlarımıza da Şampiyonlar Ligi'nde kırmızı kart gösterecekti.
Şimdi TFF'ye sormak lazım.
Bu köylü kurnazlığına gerek var mıydı?
Bu toplum zaptiyeler olmadan (UEFA, AB) daha demokratik, daha etik bir yapıya kavuşamayacak mı? 'Kendimiz için bir şey' olamayacak mıyız?
