Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YEŞİM TABAK

Alternatif derken?

Herkes kazanmak ister. Ama nasıl kazanacaksınız? Ayrıca ne kazanmak istiyorsunuz? Kategoriler pek değişmiyor: Para, seks, aşk, başarı, güç vs. Ya da pek sık tercih edilmeyen bir seçenek olarak: Bilgelik. '68 kuşağı dünyada herkese yetecek kadar 'rızk' olduğuna kanaat getirip, birilerine kaybettirerek kazanmak yerine 'paylaşarak çoğalalım' gibisinden hayallere kapılmıştı. Bildiğiniz gibi kaybettiler. İdeallerinin geri dönüşümsüz olarak çöpe atılmış olmasının travmasıyla da, kendileri gibi kapitalizm tarafından teslim alınmak yerine onun 'içine doğan' genç kuşakları yeri geldikçe hor görmekten geri kalmadılar. Hele de galaksimizde 'genç nefreti'nin yoğunlaştığı merkezlerden biri olan Türkiye'de (Duman'ın ilk albümündeki Dönek şarkısı buna dair bir isyandı).
Zaten bizde sadece ekonomik düzenin değişmesi hayal edilmişti. Kültürel devrim, cinsel devrim, bunlar -Türk örf ve adetleri gereğince- memleketi es geçti. Ama bu 'Batılı' fanteziler o kadar büyülüydü ki, yine de sonraki kuşaktan (çok küçük) bir kesim, "Âlem buysa kazanmak günah," diyerek ikinci el deri ceketlerini sırtına geçirdi ve 'arka sokaklar'a yerleşti; biranın 'şüphe uyandıracak' kadar ucuz olduğu, bardakların gri bir bulaşık suyundan geçirilip tekrar servise sokulduğu mekanlarda rock müzik dinleyip muhabbete daldı. Rockçı kızların 'serbest takıldığını' duyan nice oğlanın saçını uzatıp akın ettiği bu mekanlarda, cebinizde paranın olması çok ayıp bir şeydi.

COOL OLAN DEMODE OLDU
Maddi anlamda son derece ayrıcalıklı kesimlerden gelen gençler bile, yırtık pırtık hırkalarla sokakta para dilenmek gibi aktivitelerin peşinde koşabiliyordu. Sonra bir anda: 'Cool' olan, 'demode'ye dönüştü. Toplumda birey olma şansı iyi-kötü yükseldiği için kendini o kadar da köşeye sıkışmış hissetmeyen 'en en yeni kuşak' Led Zeppelin gibi 70'ler klasiklerini ya da 90'ların 'grunge' akımının 'intiharsal' müziklerini dinlemek, kaybetmenin ahlakından dem vurmak istemiyordu (Veya istemiyorlar). Böylece tüm kaybedenler kulüplerine şöyle bir telgraf çektiler: 'Traş' yapmayın. Stop. Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Stop. Pardon lafı dolandırdım. Temelde demek istediğim: Her kuşağın kültürü kendine. Tolga Örnek'in Kaybedenler Kulübü, bugüne dek pek az kesimin kendi yansımasını bulabildiği sinemamıza, gençliğini 90'larda yaşamış, sisteme alternatif oluşturmayı arzu ederek kaybetme jargonunu benimsemiş bir kuşağın hikayesini hediye ediyor. İyi bir şey. Peki filmde bu kesimle ilgili neler öğreniyoruz? Bilemiyorum. Çünkü galiba bu film sadece iki adam, zamanında Kent FM'deki Kaybedenler Kulübü programıyla meşhur olan 'bar sahibi' Mete Avunduk (Yiğit Özşener) ve 'yayınevi sahibi' Kaan Çaydamlı (Nejat İşler) hakkında. Film bu karakterlerle ilgili neler söylüyor diye soracak olursanız -diyelim ki sordunuz- cevabı birkaç maddede özetlemek mümkün: a) Edebiyatı ve müziği çok seviyorlardı (Gerçi film bunu sadece bir konu başlığı olarak sunuyor.) b) Birbirlerini çok seviyor ve seks dışındaki bütün insani ihtiyaçlarını birbirleriyle karşılıyorlardı. c) Çoğu Türk erkeğinin aksine, sayısız kadınla sevişme fırsatı buluyor, fakat kadınlarla yatak dışında paylaşacak bir şey bulamıyorlardı. (Anlaşılmamak ne fena...) d) Alkollü içkileri de seviyorlardı. e) İnsanların tüm bunlara büyük anlamlar yükleme çabasını haklı olarak komik bulmaktaydılar. f) Şey... Sanırım bu kadar.
Tamam, fikir güzel. Türk sinemasında pek işlenmeyen bir hikaye. İyi bir kast (İşler ve Özşener'e ilaveten Ahu Türkpençe ve Rıza Kocaoğlu). Ama hal böyleyken, yukarıdaki maddelerden ibaretken, filmin bir şehir efsanesini deşmekten ya da bir hayat felsefesini, bir ruh halini incelemekten ziyade alkol, seks vs. gibi yansımalarına işaret etmekle yetindiği söylenebilir. Peki bu adamları, kadınlarla (yani insan nüfusunun yarısıyla) iletişimi kısıtlı diğer Türk erkeklerinin 'alternatif'i yapan özellikler ne? İşte filmde cevabı olmayan soru bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA