Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERMAN AKILLI

COP28, İklim Değişikliği ve Türkiye

Uluslararası toplum, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda Birleşmiş Milletler'in (BM) liderliğinde önemli adımlar atmıştır. Bu çabalar özellikle Taraflar Konferansı (COP) gibi girişimlerle somut bir hal almış; ilerleyen süreçte COP, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası iş birliği ve politika oluşturma konusunda merkezi bir platform olarak önem kazanmıştır.

Bu yılki adıyla COP28, yani BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ev sahipliğinde Dubai şehrinde 30 Kasım-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleşmektedir. Konferansın ana odak noktası, küresel ısınmayla mücadele ve sera gazı salınım oranlarını azaltma yollarını bulmak olmuştur. Geçmişten günümüze COP, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli kararlar alınmasına ve bu konuda küresel farkındalığın artmasına önemli katkılar sağlamıştır.

COP Zirvesi Nedir?

Özetlenecek olursa COP, BM tarafından düzenlenen ve İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ni imzalayan ülkelerin katıldığı önemli bir uluslararası iklim konferansıdır. İlk toplantı 1995 yılında Almanya'nın Berlin şehrinde gerçekleştirilmiştir ve o tarihten bu yana, öne çıkan COP toplantıları, iklim değişikliğiyle mücadelede dönüm noktalarını oluşturmuştur. Bunlardan bazıları Kyoto Protokolü ve Green Climate Fund'ın kurulması gibi önemli adımlardır. Özellikle COP21'de imzalanan Paris Anlaşması, küresel iklim krizine karşı mücadelede hayati bir öneme sahiptir. Bu anlaşma, 2100 yılına kadar küresel sıcaklık artışını Sanayi Devrimi öncesi seviyelere göre 1,5°C'yi aşmamayı hedefleyerek ve iklim değişikliklerine adaptasyon sağlamak üzere proaktif tedbirler alma hedeflerini içermektedir.

2022'de gerçekleştirilen COP27 İklim Değişikliği Konferansı'nda, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden büyük oranda zarar gören ülkeler için tarihi bir karar alınmıştır. Ancak aynı zamanda, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak ve iklim değişikliğinin daha ağır sonuçlarından kaçınmak için hayati öneme sahip emisyon azaltımı konusunda yeni ve önemli adımların atılmaması eleştirilere yol açmıştır. Türkiye, COP27'de sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda önemli taahhütlerde bulunmuş ve sera gazı emisyonlarını azaltma hedefini yüzde 21'den yüzde 41'e çıkarmıştır. Ayrıca 2053 yılına kadar net sıfır karbon emisyon hedefini belirlemiştir.

COP28 İklim Zirvesi, Sorumluluk, Enerji, Toplumsal Cinsiyet ve Dahil Etme, İnovasyon, Arazi Kullanımı gibi birçok çeşitli konuyu içeren bir tematik programla duyurulmuştur. Bu temaların COP'un küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlama, direnç oluşturma ve iklim eylemi için finansman seferber etme hedefleriyle uyumlu olduğu belirtilmektedir. COP28'in Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) düzenlenmesi, ülkenin fosil yakıt üretimi konusundaki geçmişi göz önüne alındığında tartışmalı bir karar olarak değerlendirilmiştir.

Türkiye'nin İklim Değişikliği ile Mücadelesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Sayın Emine Erdoğan'ın himayesinde 2017'de çevre konularında farkındalığı artırmak ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun olarak atıkları kontrol altına alabilmek üzere başlatılan "Sıfır Atık" projesi, BM Kalkınma Programı (UNDP) tarafından Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na önemli katkıları nedeniyle ödüllendirilmiş bir projedir. Sıfır Atık projesi atıkların azaltılması, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü üzerine odaklanmakta ve bu sayede iklim değişikliğiyle mücadelede de önemli bir rol oynama potansiyeline sahiptir. Türkiye'nin iklim değişikliği ile küresel mücadeledeki yeri, "Ulusal Eylem Planı", "Çevre ve Enerji Alanındaki Veriler" ve "Taraf Olunan Uluslararası Anlaşmalar" açısından incelenebilir.

Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadele stratejileri, politikaları ve uygulamaları, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve COP süreciyle uyumlu unsurlar içermektedir. "Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Eylem Planı (2011 – 2023)" temelinde, emisyon azaltımı, teknolojik gelişim, yasal düzenlemeler, Ar-Ge faaliyetleri, eğitim ve bilinçlendirme, sağlık sektörü kapasitesi, su kaynakları yönetimi ve enerji kaynakları planlaması gibi konularda önemli adımlar atılmıştır.

Türkiye'nin 2021 yılında toplam sera gazı emisyonu 564,4 milyon ton karbondioksit eşdeğer olarak gerçekleşmiştir ve bu, 2020 yılında 523,9 milyon ton karbondioksit eşdeğer olan emisyonlara göre yüzde 7,7'lik bir artışa işaret etmektedir. Türkiye, son 10 yılda yenilenebilir enerjiye olan odaklanmasıyla uluslararası sistemde diğer ülkelerin önüne geçmiştir. Türkiye ayrıca, Paris Anlaşması, Viyana Sözleşmesi, Montreal Protokolü, Basel Sözleşmesi, Stockholm Sözleşmesi ve Minamata Sözleşmesi gibi önemli uluslararası anlaşmalara imza atmıştır. Bu anlaşmalar, iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye'nin sorumluluklarını ve taahhütlerini belirlemektedir.

Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye'nin, mazlum coğrafyalarda kimsesizlerin kimsesi olma şiarını benimseyen insan merkezli dış politika yaklaşımı, iklim değişikliğiyle mücadelede de sürmektedir. Bu kapsamda 2053 yılına kadar ülke içinde net sıfır emisyon hedefine ulaşılması planlanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu gücündeki payı yüzde 55'e yükseltilmiş, bu oran Türkiye'yi Avrupa'da beşinci, dünya genelinde ise on ikinci sıraya taşımıştır. Jeotermal enerjide Avrupa birincisi, dünya genelinde ise dördüncü sırada yer alan Türkiye, hidroelektrik santral kapasitesinde Avrupa'da ikinci, dünyada ise dokuzuncu sıradadır. Ayrıca 2053 yılı itibarıyla yenilenebilir enerjinin payının yüzde 69'a çıkarılması hedeflenmektedir. Yukarıdaki satırlarda değinildiği üzere Sayın Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi ile 2035 yılına kadar atık geri dönüşüm oranının yüzde 60'a ulaştırılması da hedefler arasındadır.

Sonuç olarak Türkiye'nin iklim değişikliğiyle küresel mücadeledeki duruşu, ulusal politikaları, ekonomik yapısı ve çevresel taahhütleri açısından önemlidir. Türkiye, Avrupa ve Asya arasındaki stratejik konumu, ekonomik büyümesi, sanayi ve enerji ihtiyaçları sayesinde, yenilenebilir enerji, ağaçlandırma, enerji verimliliği ve sürdürülebilir kentsel gelişim gibi alanlarda önemli katkılarda bulunabilir. Sayın Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatılan "Sıfır Atık" projesi gibi girişimler, Türkiye'nin küresel iklim değişikliğiyle mücadeledeki liderlik rolünü güçlendirmektedir.

Konuya dair daha fazla bilgi için, lütfen bu kaynağı inceleyin: SETA Perspektif - COP28 İklim Zirvesi ve Türkiye'nin Küresel İklim Değişikliği ile Mücadelesi (https://www.setav.org/perspektif-cop28-iklim-zirvesi-ve-turkiyenin-kuresel-iklim-degisikligi-ile-mucadelesi/)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA