Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Kaşınma üstüne

Gençler değil ya, orta yaşlılar bile pek bilmez. Eskiden çok rastlanan "bedihî" sözcüğü vardı. Anlatım gerektirmeyecek kadar besbelli, açıklamaya kalkarsanız karşınızdakini aptal yerine koymuş olacağınız ölçüde "kör kör parmağım gözüne" anlamına. Bugün tozunu silkip kullanacağım.
Bedihî bir gerçek: solculuk yığınlardan yana olmak demektir. Onlara sırt çevirerek solcu olunmaz.
"Efendim, biz yığınlardan yanayız ama akılsızlıkları yüzünden bunu anlamadıkları için şimdilik kendi aramızda solculuk yapıyoruz."
Olmaz öyle şey. Akılsızlık onlarda değil, bu gülünç tutumu sürdürenlerdedir.
"Sol parti CHP niçin halktan destek alamıyor?" sorusu hep bilmece sayılırken apaçık "Sol değil de ondan" cevabı görmezden gelindi. O parti yığınların destekleyicisi değil, onları çeşitli yollardan baskı altında tutarak sömüren kesimlerin tezgâhı oldu. Yöneticileri de parti içi post kavgalarını her kaygının üstünde tutageldiler.

***

Yalın gerçeklerin fark edilmesini önleyen göz ve kafa bulanıklıklarını gidermede en büyük görev basına düşer. Yazık ki Türkiye'de mesleğin solumsu sayılan kesiminin kendi içinde de kavram kargaşası sürüyor.
Çocukluğumdan bu yana bütün merak ve tutkularıma ara verdim zaman zaman; ama Cumhuriyet okurluğum hiç kesilmedi. Babamın gazetesiydi. Yurtdışında eğitim gördüğüm yıllarda bile biriktirilir, haftada bir adresime postalanırdı.
Pek çok aydınımız onunla inişli çıkışlı serüvenler yaşamışlardır. Attila İlhan bir gün başkalarının da yanında bana "Cumhuriyet kapanmadıkça bu memleket düzelmez" demiş, sonra yine o gazetenin yazarı olmuştu.
Nadir Nadi ve eşi Berin Hanım çok yakın dostlarımdı. Gazeteden uzak kaldıkları dönemde o zamanki eşimle birlikte her hafta birkaç akşamı Taksim'deki dairede ya da Yeniköy'deki yalıda onlarla geçirirdik. Daha sonra gazetede bir "vefaya teşekkür" yazısı çıktığı gün evime gönderdikleri altın dolmakalem ömrümde aldığım en anlamlı armağanlardan biridir.
Her şeyi çok açık konuşurduk. Kemanla Mozart dinletilerinden ve Berin Hanım'a çaktırmadan içilen ikinci viskiden sonra eski Alman yandaşlığı, DP ile ilişkiler, aile içi anlaşmazlıklar gibi hassas konularda bile içini döktüğü olmuştu Nadir Bey'in.
Elbette seçkin kesimdendi; incelmiş bir insan ve "bembeyaz" bir Türk'tü. Ama halk yandaşlığında hiçbir eğretilik yoktu. Türkiye'de er geç çoğunluk iradesine dayalı bir özgürlük düzeni kurulacağına inanıyor, sıradan insanlarımıza tepeden bakmıyordu kesinlikle.
Damacanalara su doldurmak için Sarıyer taraflarındaki kır kahvesine gittiğimiz günlerden birinde kir pas içinde küçük çocuklar çevresini sarıvermişti. Kucağına aldıklarının saçlarını okşarken yüzüne dolan mutluluğu unutamam.
***

Geçen yıl da yazmıştım. Bekir Coşkun yeteneklerini beğendiğim bir meslektaş. Hürriyet'teki çizgisinin tek yadırgadığım özelliği seçkinlerin dışında kalan kişileri hor gördüğünü düşündüren yaklaşımlardı.
"Göbeğini kaşıyan adam"
deyimi sürekli tepkiler alıp bir aşağılama klişesine dönüşünce onun ardında bir antidemokratik kasıt bulunmadığını açıkladı ama pek inandırıcı olmadı.
Bir süre sütunsuz kalmasına canım sıkıldı. (Bir meslektaşın dışlanması bütün yazarlar için puan kaybıdır). Sonunda Cumhuriyet'in en onurlu köşesi ona verildi. Gazetenin epeyce tiraj alması beklenir.
Bekir Coşkun'un yazmadığı sürede genel tutumunu gözden geçirme fırsatını değerlendirmiş ve halka daha yakın bir çizgiyi benimsemiş olacağını umuyordum. İlk yazısı çok güzeldi. Ama ikincisi şaşırttı beni.
Ciddiyetle "Yüzde 42 yüzde 58'den büyüktür" tezini savunuyor. Çünkü içinde eğitimliler, aydınlar, doktorlar, mühendisler, bilgisayar programcıları, akademisyenler, avukatlar falan varmış. Ya kim yokmuş "büyük" azınlığın içinde? "Nohut torbası için evet diyen" yokmuş. Bir de... Sıkı durun:
"Göbeğini kaşıyan adam" yokmuş!
Tahlillerde ilerleme de yok anlaşılan. Solculuğa özenenlerimiz topluma böyle bakmayı sürdürdükçe daha çok düşünürler kara kara... Enselerini kaşıyarak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA