Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

"Yükseliş" biraz düz

SABAH her gün Kültür-Sanat sayfasıyla o konuya bol yer, editörü Yeşim Kasap kızımız da çoğu zaman canlı içerikle o nimetin hakkını veriyor. Ama dün oradaki kocaman başlığı görünce ilk kez baltanın taşa vurulduğunu düşündüm:
"Kültür" sekiz yıldır yükselişte.
Sonra başlıktaki tırnak işaretlerini fark edip rahatladım. İddianın gazeteye değil, tezi savunan bakanlığa ait olduğu belirtilmişti. Gerçek şu ki ülkemizde kültür yükselmiyor, pırpırlıyor.
Siz, sevgili okur, kendinize sorun lütfen. Son yıl boyunca kaç kitap okudunuz? Kaç konferansa, müzeye, resim galerisine, tiyatroya, operaya, baleye, konsere gittiniz? Bunları yeterince yapsaydınız ömrünüze ne keyifli boyutlar ve renkler katmış olacağınızın bilincinde misiniz?
Yanıtları bir Avrupalı, Amerikalı, Rus, Hintli, Japon, Çinli aydının yaşantısındaki karşılıklarla kıyaslayın, ülkemizin kültür durumunu göreceksiniz.
Türkiye'de her şeye rağmen o konuda akıntıya kürek çekenler var. Testiyi getirenle kıranın bir tutulmaması için, katkılarını kamuoyuna duyururken adlarını kayda geçirmek gerek.
Ne yalan söyleyeyim, Fahamettin Akıngüç dostumun kurduğu İstanbul Kültür Üniversitesi ile yolum ilk kesiştiğinde "Adında o söz var ama içinde ne kadarı bulunuyor acaba?" diye düşünmüştüm.
İşleyişine karışınca gördüm ki kurucunun şimdi yönetimi üstlenen kızı Bahar Akıngüç Günver ile rektör Dursun Koçer el ele vermiş, kültürü müthiş ciddiye almış, 7 bin gence her dalda sanat sevgisi aşılamaya gerçekten çalışıyorlar.
Bugün ülkemizin sanattaki üvey evladı tiyatroya ilişkin bir bilinç tazelemesi için açılım başlatılmasını önerdim. Kenan Işık, Yıldız Kenter, Ali Poyrazoğlu'nun günler süren söyleşisi Tiyatro Açılımı adıyla kitaplaştırıldı. Onların katılımıyla kamuoyuna sunulması için bir yemekte (yaş sırasına göre yazayım) Hakkı Devrim, Doğan Hızlan, Erdal Atabek, Selçuk Erez, Ali Saydam, Atilla Dorsay, Ali Atıf Bir, Umur Talu, Cengiz Semercioğlu, Sayım Çınar ve (hanımlar sonda tabii!) Zeynep Oral, Perihan Çakıroğlu, Günseli Özen Ocakoğlu gibi meslektaşlarla sohbet ettik.
Yararlı bir kıpırdanma tetiklendi sanırım.

***
Gelelim Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın açıkladığı "sekiz yıllık gelişme" bilgilerine. Sayılar, sayılar, sayılar... İddiaya göre şu artmış, bu çoğalmış, hep falanca filanca sayı kabarmış.
Hepsini tartışan, şişirme olduğunu söyleyen, vitrin süslemesi sayanlar var. Onların da bir bölümü polemikçidir belki. Biz nicelik üstüne açıklanan verileri doğru kabul ve o anlamdaki başarılarda söz konusu süre boyunca katkı sağlamış herkesin payını teslim edelim. Örneğin şimdi milletvekilliği adaylığı için görevden ayrılan son müsteşar İsmet Yıldız'ın ve yardımcısı Nihat Gül'ün nasıl çalıştıklarını gözümle gördüm.
Ancak, kültür nicelik değil, nitelik konusudur. Söz konusu alanda o bakımdan yükseliş mükseliş yok. Sizlere kulaktan dolma görüş aktarmış olmamak için ışığı yine içyüzünü bildiğim kendi dalıma, tiyatroya tutayım.
Örneğin Türkiye'nin 35 yeni Devlet Tiyatrosu sahnesine kavuştuğu söyleniyor. İyi de, sahne ne demek? Doğru dürüst binalı, salonlu, donanımlı sahne mi? Yoksa çoğu bölgede derme çatma sahnesi olan bir yerin kapısına tabela asılıp tiyatro açtık mı deniyor? Kadrosu nedir? Orada sahneye çıkan sanatçılar ne durumda? Nasıl yaşıyorlar? Ellerine ne geçiyor? Mutlular mı?
Kurumun parasal işleyişi rasyonel mi? Borca batmadan, verimli biçimde kullanılıyor mu bütçeden alınan pay? Acayip ölçüde pahalıya patlayan, üç beş temsil sonra ya da hiç sahnelenmeden programdan atılan oyunlar var mı?
Hepsinden önemlisi şu: Tiyatronun kabuğuna değil, ruhuna bakmak gerekir. Devlet Tiyatrosunun da, başta İstanbul Şehir Tiyatrosu olmak üzere bütün ödenekli tiyatroların, hatta özellerin de genel tablosunu incelerken sormak şart: Türk halkına Türk tiyatrosu verilebiliyor mu? Nerede sahnelerden salonlara, salonlardan sokaklara heyecan taşıran, aylarca konuşulan, toplumu etkileyen sanat fırtınaları? Yaprak kımıldamıyor.
Kendimizi kandırmayalım lütfen.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA