Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Hâlâ!

Dün bir şok yaşadım. Hesap kitap gerektiren mesleğinde çok başarılı, gerçekçi, sağduyulu bildiğim bir dostumla sohbet ederken sözü seçim sonuçlarına getirdi, kahrolacak derecede üzüldüğünü söyledi. Nedenini sordum. Yanıtı da soru oldu:
"Boyuna 2023 yılından dem vuruyorlar. Nedir o yılın anlamı?"
Bundan sonraki üçüncü seçimin yılı, ayrıca cumhuriyetin yüzüncü yıldönümü olduğunu söyledim. Saflığımla alay eder gibi güldü.
"O yıl Türkiye İslam Cumhuriyetinin ilanı için kararlaştırılmış tarihtir!"
Üsteleyince anlaşıldı ki en aklı başında sandığım kişiler arasında bile kimilerinin kaygılarında hiç azalma yok. "Sen benim eşimin nasıl giyineceğine karışma, ben de seninkine karışmayayım" diye özetleyebileceğimiz basit kural ülkemizde sökmeyecek. Şeriat gelecek, başı açık kadın sokağa çıkamayacak, hiç kimse hiçbir yerde bir bardak bira içemeyecek.
O kesimde Büyük Paranoya hâlâ dimdik ayakta yani.
Oysa akıl dışı cepheleşmenin yol açtığı, toplumun önünü tıkayan gerginliklerin sona ermekte olduğunu düşündürecek belirtiler de artmakta. "Solcu" bilinen Yavuz Bingöl ile"sağcı" sayılan Özhan Eren'in birlikte yarattıkları müzik herkesten alkış alıyor. Güzel değil mi?

***
Daha da iyisine bizim gazetede rastladım. Yine dün.
Herkesin katıldığı bir görüştür: Aydın dediğin bağımsız kafalı olmalı. Hasımdan korkmamak yetmez; dosttan da çekinmemeli. Kimin ne diyeceğine bakmadan kendi çizgisini açığa vurabilmeli her zaman. Hele o aydın topluma yorum sunmakla görevli ise söz konusu kuralın önemi daha da artar.
Ben yorumculuk yaparken buna uymaya elimden geldiği kadar özen gösterdim. Toplumculuğun yasaklı dönemlerinde yakın dostum gazete sahiplerinin canını sıkma pahasına o çizgiyi savunduğum gibi, solculuk moda olduktan sonra Stalin'in avukatı kesilenler tarafından yuhalanmayı göze alarak "Faşistleşen Sovyetler yıkılacak" dedim.
Ama bağımsız davranma sicilimde bir açık var. Yıllar önce Fethullah Gülen Hocaefendi'den çok nazikçe dile getirilmiş bir görüşme daveti aldım. Toplum rotasını etkileyen her kişiyi tanıma gereği uyarınca icabet ettim tabii. Altunizade'deki yerinde uzun uzun konuştuk.
Rivayet edildiği gibi "koyu şeriatçı" değil, koyu milliyetçi olduğu izlenimini aldım. Milliyetçiliği ise şoven coşkulardan çok -elbette dinsel boyutlar da içeren- kültürümüzü dünyaya yayma ülküsünden kaynaklanmış gibiydi.
Sonraki yıllarda ona kapkaranlık niyetler yakıştıran geniş bir eleştiri kampanyasına tanık olundu. O dönemde basından uzaktım. Yine de bir yerlerde karınca kararınca devreye girip bildiğimi, düşündüğümü açıklayabilirdim. (Düzgün ve ilkeli anlamında çok "Batılı" bulduğum Zaman gazetesinin başındaki Ekrem Dumanlı "Ne zaman isterseniz bizde yazabilirsiniz" demişti.)
Herhalde biraz hariçten gazel okuma ve işgüzarlık sayılır diye çekindim, yapmadım. Hataydı.
***
İşte dün SABAH'ta gördüğüm bağımsız davranabilme örneğine o nedenle de sevindim.
Nazlı Ilıcak meslektaşımızı şu ya da bu nedenle sevin, sevmeyin; sonuç hesabı yapmadan her zaman düşüncesini pattadak söylediğini bilirsiniz. Şimdi de hep öyle yaptığı için çok kişinin tepkisini çeken Sinan Çetin'i güzelce savunuyor.
Konu Türkçe Olimpiyatları. Gülen hareketinin yüzden fazla ülkede bine yakın Türk okulundaki yaklaşık 500 bin öğrenci arasından gelen çocukların söyledikleri Türkçe şarkı ve şiirlerle renklenen şenlik. Bizi şamar oğlanına çevirmek isteyen yabancılara ve içimizdeki Batı maymunlarına verilen etkili yanıt. O kutlanırken Fethullah Gülen'e teşekkür konuşması yaptı Sinan.
"Çetin, insanlara düşman ve inkârcı bir milliyetçilik anlayışı karşısında, kucaklayıcı, özendirici bir milliyetçilik anlayışı sergileyen Gülen'i övüyor" demiş Nazlı Hanım. "Birçok edepsiz ona 'Yalaka, yağcı' diye saldırıyor... Sinan Çetin, Fethullah Gülen'den ne gibi bir menfaat sağlayabilir ki!"
Hiçbir menfaat. Ama yazık ki sözünü ettiği hesapçı edepsizler müzmin paranoyalardan maddi manevi çıkar sağlama hünerini gösterebiliyorlar hâlâ.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA