Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Saygıyla, hadi!

Çocuğunuzu gönlünüzce terbiye etmeye çalışırken kendinizi ne kadar haklı görürseniz görün, uyguladığınız cezanın ölçüsü kaçarsa çabanız geri teper.
Ev ödevini zamanında yapmasını istiyorsanız, bu doğru bir ilkedir. Yapmadı; kızdınız. Haklısınız. Ceza diye bir odaya kilitleyip aç bıraktınız. Bir iki saat sürerse ilkenin öyle savunulmasını da doğru bulanlar olabilir.
Ama süre uzadıkça uzar, açlık dayanılmaz noktaya varırsa? Çocuk isyan eder, pencereden atlar, kapıyı kırar, önünü keserseniz kaba güç bile kullanabilir.
Nedir bu olay? Somutun soyuta ağır basması diyebiliriz. Çünkü açlık somut, ilke soyuttur. Birincinin gerçeği öne geçti mi, ikinci havada kalır.
Toplum yaşantısının esenliği için önemli gördüğümüz, savunduğumuz, neredeyse kutsal saydığımız ilkeler var. Örneğin, hukukun üstünlüğü. Neylersiniz ki ülkemizde acayip huylu insanlar da var. Bir şeyler yaparak değil de bir şeyleri durdurarak kendi gözlerinde önem kazanmaya çalışıyor, ilke savunucusu pozlarıyla hukuk formalitelerini kullanarak sansasyonel engelleme olayları yaratıyor, âdeta hayatın önünü kesiyorlar.
Hukuku uygulama görevlilerimiz de insan. Kasten ya da çaresizlikten o tür ego saldırılarına alet olanlar çıkabiliyor aralarından. Sonuç: AKM adlı skandal abidesi gibi fiyaskolar. Şimdi de Ankara'nın en kritik kavşaklarında trafik atardamarlarını tıkayarak başkente kalp krizi geçirtme girişimi... Sökecek şey değil tabii; elbette çözüm bulunacaktır. Ama denenmesi bile tepe attırıyor.
Kültür merkezi baltalaması nihayet o alana meraklı azınlığı ilgilendirir. Alt geçit sabotajı ona benzemez. İvedi işi gücü olan, uçağa giden, hastasını acile yetiştirmeye çalışan vatandaş bir dakikalık mesafeyi bir saatte aşamayınca "Hay sizin hukukunuza" demeye başlar. En tehlikeli fren kopukluğudur. Yol tıkamanız kural tanımazlığın yol olmasına yol açar.
İktidar partisine kızabilir, liderini sevmeyebilir, belediye başkanından nefret edebilirsiniz. Duygularınızı belirtmenin başka yolunu bulun lütfen.

***

Enkaz altında kalmak insanın başına gelebilecek en korkunç olaylardan biridir. O konuda da soyutla somut ayrımı gözeterek düşünün. "Enkaz altında" iki sözcük. Soyut. Bir de fiziksel durumu getirin gözünüzün önüne. Sıkıştığınız yerden dışarıya, havaya, ışığa, başka insanların yanına çıkamamak...
Hapsedilmenin de bir tür enkaz altında kalmak olduğu hiç geldi mi aklınıza?
Acının bir de zaman boyutu var. Deprem kurbanlarını kurtarma görevlileri on dakika gecikseler kızarız. Çünkü yıkıntının altındakiler ölebilir o yüzden.
Cezaevlerindekiler de ölüyorlar. Aslında hepimiz ölmekteyiz. Doğduğumuz anda başlıyor mezara doğru yolculuk. Zaman onun için en sınırlı, en değerli, en "gitti mi gider" nimet. Boş geçirilmesi demek olan "beklemek" de onun için en sinir geren eziyet. Sıkışık trafikte bir dakika kımıldamadan duran araçta onun için öfkeleniyor, yarım kilo kıyma çekmeyi üç dakikada bitiremeyen kasaba onun için "Elini biraz çabuk tutsana" diye çıkışıyoruz.
Bir yolculuğumda uçuş iptal edilmişti de lüks otelde şirketin zoraki konuğu olmuştum yirmi saatliğine. O günüm gitti diye sinirden deliye dönmüştüm. Şimdi düşünüyorum: Yargılanırken, ne zaman lütfedileceği bilinmeyen bir kararı beklerken bin günün elden gitmesi ne demektir?
Cezaevlerimizde öylece bekleşme eziyeti çekmekte olan sayısız tutuklu var. Bunlardan bir teki aklansa, ömründen boş yere koparılmış zaman dilimi nasıl geri verilecek? Hukuk babamın uğraşıydı. Onun da çilesini bilirim. Adalet emekçilerinden kimseye saygısızlık etmek aklımdan geçmez. Karmaşık konularda pek çok kişiyi yargılamanın kolay iş olmadığının da bilincindeyim. Amenna. Ama temposu?
***

Araştırma, kanıt toplama, inceleme, "tezekkür", şu, bu... Lütfen yapın artık, beyler. İnayeten elinizi biraz çabuk tutarak. Çünkü toplum vicdanında somut soyutu zorlamaya başlıyor.
Evet, hukuka karışılmaz. Ama hadi demek yetki tecavüzü değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA