Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Takalardan tankerlere

Rus liderler Türkiye ziyaretlerinde nedense İstanbul'a uğramıyorlar. 1972'de Sovyet Prezidyumu Başkanı Nikolay Podgorni, Ankara'dan İzmir'e geçmişti. 32 yıl sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e de aynı program uygulanıyor.
Oysa Putin, Ankara'dan İstanbul'a gelse, Boğaz'da rakı veya şarap eşliğinde balık yese, Kuzey Osetya'daki insanlık dışı eylemin gerginliğini daha kolay üstünden atabilirdi.
Biz de onun masasını neredeyse yalayıp geçen 250-300 bin ton Rus petrolü yüklü tankerlerin 12 milyon nüfuslu İstanbul'da yarattığı tehlikeyi daha somut anlatma fırsatını yakalardık.
Böylece alternatif petrol yollarıyla ilgili görüşmeler daha anlayışlı zemine oturtulurdu.
Konunun zamana karşı yarışla çözümlenmesi gerekiyor. Çünkü İstanbul Boğazı için tehlike her geçen gün misliyle büyüyor.

En büyük boru hattı

Rakamlarla anlatalım. 2003'te Boğaz'dan 46 bin 930 gemi geçti. Bunun 8 bini, 135 milyon ton petrol taşıyan tankerlerdi.
Bu yıl ise sayı 10 bini tanker 53 bin gemiye çıkacak. Taşınan petrol de 144 milyon tona. Yani, Boğaz dünyanın en büyük petrol boru hattı oldu. Gelecek yıllarla ilgili tahminler daha da ürkütücü.
Türkiye, uzmanların "kaçınılmaz" dediği, tarihin en büyük çevre felaketine yol açabilecek bir tanker kazası olasılığını azaltmak için bazı önlemler aldı. Boğaz'dan gece tanker geçişini yasakladı. Gündüzleri de bir tanker geçip gitmeden ikincisinin girişini yasakladı.
Ruslar bu önlemleri Montrö Antlaşması'na aykırı buluyor ve Boğaz'a alternatif projelere, hatta gelecek yıl açılacak Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattına yöneltmeye amaçlayan baskı girişimleri olarak görüyor.
Rus ve Kazak petrollerinden sonra Ukrayna petrollerinin de Boğaz'dan taşınması için anlaşma imzalanınca, Moskova biraz yumuşadı, yeni hatlara ciddi ilgi göstermeye başladı.

Trakya mı, Anadolu mu?

Masada 2 proje var: Kıyıköy-Saroz ve Samsun-Kırıkkale-Ceyhan boru hatları.
Kıyıköy-Saroz şimdiden başta TEMA olmak üzere çevrecileri -haklı olarak- ayaklandırdı. Ayrıca finansmanı konusunda da ciddi görüş ayrılıkları var: Türk tarafına göre 400-450 milyon dolara mal olacak, Ruslar'a göre ise en az 900 milyon dolara. Üstelik Rus şirketi (Transneft) finansmana katılmaya niyetli değil; yapımı üstlenecek, bir de boru hattına yeterli petrol sağlama güvencesi verecek. Bu koşullarda Türkiye'nin finansmanı karşılayacak bir uluslararası konsorsiyum olmadan projeye yeşil ışık yakması zor.
Buna karşılık Samsun-Ceyhan hattı çok daha kolay ve fizibl. Çünkü Samsun-Ankara arasında doğal gaz boru hattına paralel döşeneceği için kamulaştırma sorunu yaşanmayacak.. Ceyhan-Kırıkkale arasında da zaten boru hattı bulunuyor. Geriye sadece Kırıkkale ile Ankara'yı bağlamak kalıyor.
Putin'in gezisinde konunun sonuçlanması beklenmiyor. Rus petrol şirketleri, "Boğazlar'dan geçmek varken, neden durduk yerde milyar dolarlık yatırımlara girişelim" kararsızlığını hâlâ aşamadılar.
Biz bu yazıyı bitirinceye kadar Boğaz'dan, gözümüzün önünden üç dev tanker daha geçti.
"Gemiler geçer rüyalarımdan, allı pullu gemiler" diyen Orhan Veli Kanık'ın şimdi Aşiyan'da Boğaz'a bakan mezarında tankerli kabuslarla kıvrandığını düşündükçe, o mutlu ve güvenli günleri özlememek mümkün mü?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA