Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Hitler, annen seni çağırıyor

Annesi ve babası Birkenau toplama kampında can veren Polonya Yahudisi kökenli Fransız yazar Alain Spiraux'nun müthiş romanının adı bu.
1970'lerde yayınlandığında bir solukta okumuş ve çok sevmiştim. Sadece ben değil, Türk halkı da o kadar bayılmıştı ki, kitap peşpeşe üç baskı yapmıştı.
Spiraux romanında "Herkesin içinde uyuyan bir Hitler var" konusunu, daha doğrusu gerçeğini işliyordu.
Uyuyan Hitler'lerin bazıları uyanmaya başladı.
Örneğin, Macaristan'da.
Üç ay önce ezici bir seçim zaferiyle iktidara gelen yeni Macar Başbakanı Viktor Orban, ülkede "Ulusal devrim" sürecini başlattığını ilan etti. "Devrim" adına parlamentodan üç ayda, bir bölümü anayasa değişikliği de içeren 70'i aşkın yasa geçirtti. Bakın bu yasalarla ne getiriliyor:
Komşu ülkelerde yaşayan 5 milyon Macar kökenli, ataları arasında bir Macar'ın da bulunduğunu kanıtlarlarsa, hemen Macar vatandaşlığına geçebilecekler. Macar izi veya kanı bulabilmek için, dört kuşak geriye gitme hakkı tanındı.
Tüm Macar gençlerine yaz tatillerinde yitirilmiş Macar topraklarını ziyaret ederek soydaşlarıyla tanışma zorunluluğu getirildi.
Yitirilmiş topraklar? 1919'daki Trianon Anlaşması'yla Romanya'ya, Çekoslovakya'ya ve Yugoslavya'ya terk edilen topraklar kastediliyor.
(Not: Daha önce yazdım ama bir kez daha hatırlatayım. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından mağlup devletlerle 5 barış antlaşması imzalandı: Almanya ile Versailles, Avusturya ile Saint-Germain, Macaristan'la Trianon, Bulgaristan'la Neuilly ve Türkiye'yle Sevr. Bu 5 anlaşmadan sadece biri uygulanamadı, sadece biri yırtılıp atıldı: Sevr.)
İşte şimdi Başbakan Orban ve kafadarları eski "Büyük Macaristan"ı canlandırma hayalleri kuruyorlar. Hitler'in "Yaşam alanı" politikasını ve uygulamalarını hortlatan girişimlerle.
Buyurun bir örnek: Romanlar "Alt insan türü" diye tanımlanmaya başladı. Yani "Aşağı bir ırk". Budapeşte'de derinden derine okullarda, restoranlarda, sinemalarda "Ayırımcılık" önlemleri hazırlanıyor. Yani "Romanlar'a yasak" alanlar ve mekânlar yaratılacak.
Ve uygar, insan hakları şampiyonu Avrupa Birliği gıkını çıkar(a)mıyor.
Nasıl çıkarsın? Sözde en sağlam kalelerinde bile Hitler'ler uyanıyor.
Örneğin, Fransa'da.
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy artık açıkça ırkçılık yapmaya başladı: Romanlar'dan nefret ediyor. Araplar'dan da. Afrikalılar'dan da. Romanlar'ı ülkeden kovuyor. Yabancı kökenli Fransız çocukları suç işlerlerse, anne ve babalarını hapse atmakla tehdit ediyor. Son girişimi: Suça karışmış yabancı kökenlilerin Fransız vatandaşlığını ellerinden almak ve sınır dışı etmek. Fransa'da doğmuş olsalar bile!
ABD'nin en etkin gazetesi "New York Times" o nedenle dün başyazısında Sarkozy'yi "Xenophobie" (Not: "Zenofobi" diye okunur) ile suçladı. Yani, "Yabancı düşmanlığı", "Yabancı korkusu", "Yabancı nefreti" ile.
Ve alay etti: "İtalyan kökenli Carla Bruni ile evli Macar kökenli Sarkozy, 'Kökeni ve doğduğu yer neresi olursa olsun, herkes yasalar önünde eşittir' kuralının geçerli olduğu bir ülkeye yabancı düşmanlığı dayatıyor" diye.
"New York Times" değil Sarkozy'ye tek isyan eden. Örneğin, Fransa eski Başbakanı Michel Rocard da, onu "Nazi yasalarını geri getirmeye kalkışmak"la suçluyor.
Hitler, annen seni çağırıyor. Hemen evine dön ve yat...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA