Şampiyonlar Ligi maçlarında temel bir prensip vardır; kolay gol yemeyeceksin. Gol kaçırmak her takımın kaderi. Tıpkı dün gece Galatasaray'ın özellikle ikinci yarıda kaçırdığı gibi. Burak ve Umut'un kafa vuruşları çok önemli pozisyonlardı. Aydın'ın direkten dönen şutu da öyle. Ama Galatasaray'ın yediği golü anlayabilmek mümkün değil. Eder harmanlayıp, ceza alanına giriyor. Defansın bütün dengesi dağılıyor, şut atılıyor Muslera kurtarıyor, dönen topu da Micael gol yapıyor.
Eder 'in ceza alanına girişi defans hatası. Golü atan Micael'in takip edilmemesi Selçuk'un hatası. Çok basit bir gol. Üstelik bu golden sonra da Galatasaray çok ciddi pozisyonları arka arkaya verdi. Diğer bir deyimle Braga biraz şanslı olsa, ilk devrede maç 3-0 oluverirdi. Galatasaray, bu defans hatalarıyla sezon başından beri mücadele ediyor.
Sözüm ona Cris, Şampiyonlar Ligi tecrübesi için alındı, bu nasıl tecrübe anlayamadım. Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray, ikinci mağlubiyetini aldı, Cris daha oynamadı. İddia ediyorum ne Semih ne de Dany çok üst düzey maçlar için yeterli savunma oyuncuları değil. İlk yarıya bakıyoruz. Galatasaray'ın pas trafiği var ancak hem yavaş hem de etkisiz. Sorumluluk alan tek oyuncu yok. Aralara oynayan, adam geçmeye çalışan tek Galatasaraylı yok. Böylesine iyi kapanan bir takıma karşı bol pasın yanında, etkili pas da çok önemli.
İkinci yarı Galatasaray, kanatları çok daha iyi kullandı. Rakibi büyük baskı altında tuttu. Önemli pozisyonlar da buldu ama dedik ya bu tür maçlarda gol kaçırmak doğal. Önemli olan basit gol yememek.
Galiba asıl çilek defansa lazımmış. Çünkü Galatasaray'ın aldığı bu iki mağlubiyet, gruptaki şansını iyice zora soktu.
UEFA, bu maça genç ve tecrübesiz bir Norveçli'yi hakem diye yollamış. Asla kötü niyetli değildi ama bu tür maçlar için fazla ofsayt ve faul hatası yaptı.