Koskoca maça bakıyoruz. Hamit'in attığı şut dışında Galatasaray seyircisini heyecanlandıran tek pozisyon yok. Görünen o ki; Galatasaray bu sürpriz kayıplarla lig boyunca çok zorlanacak. İki hafta önce Karabük, dün gece de Gaziantep... Bu maçlara ve rakiplere baktığımızda Galatasaray'ın cebinde 6 puan olabilecekken, şimdi sadece 1 puan çırabilmiş durumdalar. Böyle kayıpların telafisi çok zor. Lig yarışında şampiyonluk gittiğinde Galatasaray'a bu maçlar mutlaka hatırlatılacak.
Selçuk ve Melo halen istenilen düzeyde değiller. Onlar istenilen seviyede olmadıklarında diğer oyuncular ne yaparlarsa yapsınlar takım maçı kopartamıyor. Gol atmak böyle durumlarda duran toplarda ya bireysel beceriye ya da Burak'ın kafasına kalıyor. Tıpkı dün geceki gibi... Üstelik Galatasaray'ın temposu da çok düşük. Hücumda çeşitlilik üretemiyorlar. Defansif anlamda da oyuna insiyatif koyabilecek bir tane oyuncuları yok.
Her ne kadar Gaziantep golü biraz şansa atsa da dün geceki maça baktığımızda "Galibiyeti Galatasaray hak etti" diyemeyiz.
Ayrıca Galatasaray rakipten dönen topları da alamıyor. Özellikle iç saha maçlarında ribaund dediğimiz bu topları kazanıp atak tazelemek ya da bu topları rakip ceza alanı civarında kapmak çok önemlidir. Ama Galatasaray bunu da yapamıyor. Dün Riera dışında aslında vasatı bulan başka bir oyuncu yoktu.
Gaziantep'te Afrikalı bir stoper var. Adı Binya... Hangi takıma koysan Türkiye Ligi'nde rahat rahat oynar. Gaziantep de öyle ahım şahım oynamadı. Buldukları tek gol de zaten İbriciç'in vuruşunun Dany'nin ayağından sekerek Muslera'nın kontrpiyede kalmasıyla oldu.
Maçın özeti bu. Gelelim hakeme... Kim ne derse desin; bazı hatalar yapmış olmasına rağmen ben Suat Arslanboğa'yı çok beğendim. Faul tespitleri genelde doğruydu. Melo'ya gösterdiği kırmızı kartta da haklı. Ayrıca skora göre ev sahibi seyircinin etkisi altında kalmaması da takdire şayan...